19. yy fransız ressam courbet'in lezbiyenliği betimleyen tablosu.
135 x 200 cm, tuval üzerine yağlıboya bu tablonun bizde bilinen ismi "uyku", orijinal ismi ise "le sommeil", tablo; Les Deux Amies ve Paresse et Luxure isimleri ile de bilinir.
tablo, osmanlı diplomatlarından halil şerif paşa tarafından sipariş edilmiş ve coorbet tarafndan paşa'nın isteğine göre yapılmıştır.
(halil şerif paşa, abdülaziz döneminde fransa'da diplomattı, daha sonra hariciye nazırı oldu, 2. abdülhamid devrinde ise adliye nazırlığı yaptı.)
tabloda iki çıplak kadın seviştikten sonra birbirlerine sarılmış yarı uyku halinde dinlenmektedir.
sanatçı bu kopmuş kolye ve savrulmuş saç tokası ile sevişmenin ne kadar şehvetli geçtiğini vurgulamış. yine hemen sehpanın üzerinde şarap kadehi ve şişesi var, bu da sevişmeden önce çakırkeyf olduklarını göstermekte.
işte halil şerif paşa'nın özel isteği olan bu tablo, o dönem fransası için oldukça cüretkar bulunmuş ve uzun yıllar sergilenmesi yasaklanmış. hatta bir keresinde sergilenmeye çalışılan bu tablo polis kayıtlarına geçirilerek kaldırılmış.
işte bir osmanlı paşasının fantazilerinden yola çıkılarak yapılan bu tablo, lezbiyenlik konusunda bir milat, bir öncü olarak kabul edilmiş ve bu tablodan sonra pek çok ressam tablolarında lezbiyenlik temasını işlemişler ve nihayet yıllar sonra bu tabloların sergilenmesine dair yasak ortadan kalkmış.
okumuyor, araştırmıyor, öğrenmiyorsunuz, çünkü tam bir angutsunuz ve bu yüzden toplumumuz yüzyıllardır gelişemiyor.
oysa ki osmanlı padişahları ve devlet adamlarının sahip olduğu kültür ve entelektüelitenin binde birine dahi sahip değilsiniz.
bu arada, Halil Şerif Paşa büyük bir sanatsever ve koleksiyonerdi.
fırsat bulursam paşanın sahip olduğu bir diğer harika ötesi eser olan eugene delacroix'e yaptırdığı "cezayirli kadınlar" tablosunu da anlatırım başka bir akşam...
not: courbet'in yaptığı le sommeil tablosu bugün paris'te Petit Palais sanat müzesinde sergilenmektedir...
fotoğraf 1975 yılına ait, silifke'de bir köy evi, menüde nar salatası, rakı ve lavaş var. keyifler yerinde. rakı bugünkü gibi lüks ve pahalı değil. herkes her menüde tüketebiliyor.
josephine powell türkiye'ye ilk olarak 1955'te gelmiş amerikalı fotoğraf sanatçısıdır.
kendisi cumhuriyetin kuruluşundan sonra ülkenin tamamını dolaşmasına izin verilen ilk yabancı olmuş, türkiye'nin her yerini gezerek fotoğraflar çekmiş bu fotoğraflarını yurtdışında sergilemiş ve albümlerde derlemiştir.
josephine hanım'ın anadolu’dan topladığı düz dokuma ve etnografik obje koleksiyonları paha biçilemezdir.
2007'de hayata gözlerini yuman josephine powell, anadolu'ya dair bu birikimini ve pek çok fotoğrafı koç vakfı'na bağışlamıştır.
josephine powell'in anadolu ile ilgili çalışmaları ve notları, antropolog kimberly hart tarafından josephine'in gördüğü adlı eserle derlenmiştir.
freskin hikayesine gelince.
masumların katli olayı, matta incili'nde geçer.
isa'nın doğumundan 4 sene önce ölen, roma'nın yahudiye eyaleti valisi hirodes'e (büyük herod, kral herod olarak da bilinir) kahinler yeni doğacak bir bebeğin kendisini ve tahtını tehlikeye sokacağını bildirirler.
bunun üzerine kral herod 0-2 yaş aralığındaki tüm bebeklerin öldürülmesini emreder ve hristiyanlığın ilk şehitleri olarak kabul edilen masumların katli olayı yaşanır.
şahsen beni çok mutlu eden gelişme...
bellini'nin yaptığı fatih tablolarından birine nihayet sahip olduk.
bu eser fatih'in günümüze ulaşabilen 3 portresinden biridir. o yüzden çok çok önemli.
yukarıda bir arkadaşımız yazmış, "o eser yurtdışına nasıl çıktı" diye.
şöyle, bu tablolar 2'şer, 3'er tane yapıldı bellini tarafından.
birer tanesi sarayda istanbul'da kaldı, diğerleri bellini'nin özel koleksiyonunda.
yani bu tablo bizde kalan nüsha değil, bellini'nin özel koleksiyonunda bulunan tablolardan biri.
bizdeki nerde?
meçhul...
malesef cumhuriyet dönemine kadar bu tip şeylerin kıymeti bilinmedi. piri reis'in emsalsiz dünya haritası bile tesadüfen bulundu--->(#39777656)
neyse gelelim tabloya...
tabloda fatih'in yanında resmedilen kişi hakkında yaygın kanı cem sultan olduğudur.
bugün bazı kaynaklar da "fatih ve cem sultan portresi" diye verdiler haberi.
sanattan, bilimden ve tarihinden bu kadar uzak bir toplumda şahsen bu tablodaki kişinin cem sultan olarak lanse edilmesi beni şaşırtmadı.
lakin tablodaki kişi cem sultan değil.
zira tablodaki genç adam bilinen cem sultan figürlerinin hiçbiri ile uyuşmuyor.
şehzade mustafa, bellini'nin istanbul'a gelmesinden çok önce vefat etmiş. şehzade beyazıt ise tablo yapıldığında 32-33 yaşlarında ve kendisi sancakta görevli.
yani tablodaki genç adam (20-21 yaşlarında) beyazıt olamaz.
cem sultan olabilir -ki cem sultan'ın yaşı bu tarihe uyuyor- ama yukarıda belirttiğimiz üzre cem sultan'ın bilinen görüntüsü ile bu tablodaki genç adamın alakası yok, keza cem sultan da abisi beyazıt gibi sancakta bulunmakta.
zaten sanatçı tablodaki genç adam hakkında not düşmüş;
“sultan 2. mehmet, mevki sahibi genç ile birlikte” diye...
gentile bellini sarayda çalışırken venedik balyosunun oğlu da kendisine yardımcı oluyor, hatta tercümanlık yapıyor.
bellini'nin fatih ile birlikte olduğu tüm zamanlarda venedik balyosunun oğlu da fatih ve bellini'nin yanında. bu bilinen bir gerçek.
portrede fatih sultan mehmet 1479 yılındaki hali ile 21 yaşındaki haline, yani istanbul'u fethetmiş fatih'e bakıyor...
bellini bu tabloyu yaparken böyle bir mesaj vermiş olabilir bence.
15. yüzyılı düşünelim, orta yaşlı bir adam ve genç bir adam birbirine dönük vaziyette ressamın karşısında poz veriyorlar, saatlerce duruyorlar.
her neyse...dediğim gibi, beni çok mutlu eden bir gelişme oldu bu.
emeği geçen herkese teşekkürler.
bu arada yukarıdaki arkadaşlarımızdan biri "kültür bakanlığı ne yapıyor, onlar neden sahip çıkmıyor" şeklinde serzenişte bulunmuş.
yiğidi öldürelim ama hakkını verelim.
kültür bakanlığımız da yurtdışındaki eserlerimiz konusunda çok iyi çalışmalar yapıyor.
yani bir herakles lahidinin getirilmesi alkışlanacak bir iş.
hatta daha geçenlerde ülkemizden çalınan iki boğalı kağnı heykeli ve sidamara tipi lahit filmlere konu olacak bir operasyonla ülkemize getirilmişti.
(bkz: çalınan 2 antik eserin türkiye ye getirilmesi/#42871902)
o yüzden kültür bakanlığımızın bu çalışmalarını beğeniyor ve haberdar oldukça paylaşıyorum.
bütün bunlar bizim kültür hazinelerimizdir, benliğimizin birer parçasıdır.
umarım yurtdışındaki tüm eserlerimiz bir gün ait oldukları yere geri dönerler.
yeşil türbe ve hemen yanındaki yeşil camii bir semboldür.
nasıl ayasofya istanbul'un fethinin sembolüyse, selimiye balkanlar'daki hakimiyetin sembolüyse, yeşil türbe tüm osmanlı mülkünün, osmanlı'nın yeniden dirilişinin sembolüdür...
osmanlı'nın bursa'daki bu sembolü pek çok sanatçıya ilham kaynağı olmuş, eserlerine mekan olarak ev sahipliği yapmıştır.
şimdi yeşil türbe'yi hiç kimsenin görmediği bir yönüyle inceleyeceğiz.
yeşil türbe, yeşil camii denilince akla ilk gelen şüphesiz ki osman hamdi bey...
osman hamdi bey pek çok eserinde yeşil türbe'yi ve yeşil camii'ni mekan olarak, dekor olarak kullanmıştır.
osmanlı'da özellikle manisa ve amasya'da sancakbeyliği yapan şehzadelere öğretilen ve yapmaları sağlanan sanat...
bir şehzade kündekari yaparak sabrı öğrenir, düşünmeyi, strateji geliştirmeyi öğrenir...
nitekim manisa'da kündekari yapan fatih çağ açıp çağ kapatmış, bir diğer kündekari ustası olan kanuni ise osmanlı'nın en parlak dönemine imza atıp "muhteşem" sıfatını haketmiştir...
kündekari, parçalar arasında herhangi bir bağlantı elemanının kullanılmadığı ve bütünü oluşturan parçaların birbirine geçecek şekilde tasarlandığı bir ağaç işleme sanatıdır.
kündekari sanatının tarihi ve gelişimi emeviler, abbasiler ve orta asya türk toplumlarına kadar uzanır, anadolu'ya selçuklu mimarisi ile girmiş, osmanlı döneminde zirve yapmış, lakin günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir sanattır... https://galeri.uludagsozluk.com/r/1966026/+
türkiye'deki pek çok tarihi eserde kündekari tekniğiyle yapılmış çok sayıda örnek mevcuttur.
bursa-ulu camii'nin minberindeki güneş sistemi ve etrafındaki çiçek figürleri saruhanlı ishak usta tarafından(rivayete göre yahudidir) yapılmış eşsiz ve paha biçilemez bir kündekari örneğidir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1966018/+
tabloda başbuğ attila bir zafer sonrası yapılan şölende tasvir edilmiş.
attila'nın yanındaki genç, attila'nın oğlu ilek han.
ilek han, 454'te Nedao muharebesi'nde uçmağa varmış bir hun prensidir.
tabloda dikkat çeken bir diğer ayrıntı da attila'nın tahtıdır.
tahtın kenarında (her iki kenarında da) bozkurt motifi vardır ve taht bu bozkurtlar tarafından taşınmaktadır.
bu tahtın bir benzeri bugün macaristan'da müzede sergilenmektedir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1951973/+
tablo romalı(bizans) diplomat ve tarihçi Priscus'un yazdıklarından yola çıkılarak yapılmıştır.
zaten sanatçı attila'nın şöleni tablosunda priscus karakterine de yer vermiştir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1951974/+
heykel sarayburnu'na yapılmıştır, çünkü sarayburnu önemlidir.
zira istanbul'un işgali sırasında fransız kuvvetleri komutanı Mareşal Franceht D’Esparay adlı lavuk, sarayburnu'ndan karaya çıkmış, fatih'in istanbul'a girişine gönderme yaparcasına beyaz bir at üzerinde buradan dolmabahçe sarayına kadar gitmiş, adeta türklerden istanbul'un fethinin intikamını almıştı.
tabi istanbul'un işgalinde şahit olunann bu manzara türklerin belleğinden silinmedi.
istanbul'un işgalden kurtuluşundan sonra, cumhuriyetimizin ilanı ile birlikte küstah fransızın yaptığı bu hareketi tarihe gömecek bir eylem planlandı ve işte sarayburnu'na, istanbul'un işgalinin başladığı yere başkomutan, dünyanın en büyük mareşali, türk milletinin atası, istanbul'un 2. fatihi olan mustafa kemal atatürk heykeli dikildi.
sizin garip dediğiniz bu heykel, türk düşmanlarına, işgalcilere verilmiş bir ayardır.
ayardır zira, bu heykelin dikilmesi ile mesaj alması gereken fransızlar gereken mesajı almışlardır.
4 ekim 1926'da açılan heykel ünlü fransız dergisi l'illustration'a 16 ekim 1926'da kapak olmuş, fransızlara gereken mesaj verilmiştir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1924207/+
unutulmasın ki; cumhuriyetimizin ilk yıllarında yapılan hiçbir heykel gelişigüzel dikilmemiştir, hepsinin bir manası vardır...
panolar birbirinin aynısı, aynı tarihlerde yapılmışlar.
fakat panoların birinin çinilerinin renkleri daha canlı dururken, diğer panonun renkleri solmuş durumda.
yazıda diyor ki;
osmanlı devleti döneminde 1882-1896 yılları arasında albert dorlgny tarafından yapılan restorasyon çalışmaları sırasında burada bulunan ve 60 adet karodan oluşan 16. yy iznik çini pano şaheseri restore edilmek amacıyla fransa'ya götürülmüş, fakat taklidi yapılarak geri getirilmiş ve aslının yerine monte edilmiştir.
bu bir sanat hırsızlığı örneğidir.
orijinal çiniler, louvre müzesi'nde islam eserleri seksiyonunda 3919/2-265 envanter no'su ile "ayasofya müzesinin haziresinde bulunan sultan 2. selim türbesi'nin çinileri" bilgisiyle sergilenmektedir.
orijinal çinilerimiz hakkında fransa kültür bakanlığına yapılan tüm iade taleplerimize rağmen bugüne kadar malesef olumlu bir sonuç alınamamıştır.
şu an önünde bulunduğunuz bu çiniler asıllarının bir kopyasıdır.
(ayasofya müze müdürlüğü)
osman hamdi bey bu tablosunda kendisini resmetmiştir, ayakta kuran okuyan adam osman hamdi bey'in ta kendisidir.
osman hamdi bey'in yeşil camii'ni mekan olarak kullandığı pek çok tablosu vardır. örneğin en bilinen eseri olan kaplumbağa terbiyecisi'nde mekan olarak detayda yeşil camii kullanılmıştır.
yine osman hamdi bey'in yaptığı "yeşil camii önü" adlı tablo, türkiye'de satılmış en değerli sanat eseri ünvanına sahiptir.(13 milyon 509 bin tl)
açık arttırmanın başlangıç fiyatı 3 milyon sterlindir ve en az 5 milyon sterline satılacağı düşünülmektedir ki bu rakam hem en yüksek fiyatla satılan osman hamdi bey tablosu hem de bir türk tablosunun satılacağı en yüksek rakam olacaktır.
tabloda judith'in babil ordusu komutanı holofernes'i katletmesi betimlenmiş.
bu hikaye eski ahit'te geçer.
judith genç ve güzel bir duldur.
holofernes ise kudüs'ü işgal eden yakıp yıkan, pek çok katliam yapan babil ordusu'nun komutanı.
judith babil işgaline direnmeyen yahudilere kızar ve kendi başına birşeyler yapmaya karar verir.
bir gece süslenir ve "direnişçi yahudilerin yerini söyleyeceğim" diyerek holofernes'in çadırına girer. birlikte içki içerler, holofernes sarhoş olur ve judith holofernes'i öldürür.
bu olay ile birlikte judith ulusal bir kahraman haline gelir. zira judith'in yaptığı şey yahudileri cesaretlendirir, birlik olup babil ordusunu yenerler ve kudüs'ü kurtarırlar...
bu tabloda aslında artemisia gentileschi kendi hayatını yansıtmakta bir intikam almaktadır.
zira sanatçı henüz 19 yaşındayken ressam hocası agostino tassi'nin tecavüzüne uğrar.
tecavüz sonrası hocasına elindeki bıçakla saldırır fakat başarısız olur. tecavüzcü ufak bir yara ile kurtulur.
tecavüzcü hoca'yı şikayet ederler, mahkeme hocaya az bir ceza verir ve tecavüzcü kurtulur.
tabi artemisia bu durum karşısında kahrolur.
intikam almak istemektedir, lakin çaresizdir.
bunun üzerine intikamını sanatını kullanarak almaya karar verir ve bu tabloyu yapar.
tabloda betimlediği judith artemisia'nın ta kendisidir, holofornes ise ona tecavüz eden hocası.
tabloda bir 3. kişi var, o da genç bir kadın. hizmetçi olarak geçiyor ama bence muhtemelen başka bir tecavüz mağdurunun betimlemesi o figür de...
not: sanatçı bu tablodan 2 tane yapmış, diğer tabloda judith'in holofornes'in başını kestiği kılıç daha büyük.
müze ilk olarak işgal döneminde italyanlar tarafından kurulmuş aslında.
1919'da antalya ve çevresini işgal eden italyanlar bir yandan da antalya civarından topladıkları antik eserleri buradaki italyan konsolosluğunda toplayıp sergilemeye başlamışlar.
fakat bazı öğretmen ve aydınlar buna tepki göstermiş ve bu vesile ile eserler konsolosluk binasından bir mescide taşınmış ve burada sergilenmeye başlamış ve böylece antalya'da ilk arkeoloji müzesi oluşturulmuş.
müzede genelde perge'den çıkan eserler sergileniyor. perge heykelcilikte anadolu'da en ileri gelen yerlerden biri. zira perge ekolü diye bir şey var heykelcilikte.---> (bkz: perge ekolü)
bir diğeri de meşhur afrodisias antik kenti ve afrodisias ekolü'dür.
herakles lahidi 1960'lı yıllarda yapılan kaçak kazılarla yurtdışına kaçırılmış ve uzun uğraşlar sonucu 2017'de ait olduğu yere geri getirilmiş eşsiz bir parça.--> (bkz: #42069190) https://galeri.uludagsozluk.com/r/1903528/+
1963 yılında bir çiftçi tarafından bulunan bu eşsiz hazine de yurtdışına kaçırılmış, müzede sergilenen elimizde kalan parçalar. hazinenin kalanı ise washington'da bir müzede sergileniyor ne yazık ki...
(bkz: #42066199)
bir yazar beyanı, yerine daha yenilikçi ulugramı kuracağım,
Uludağ sözlük yerine gelecek ulugram projesi şöyle:
sözlüm ve forum olarak 2'ye
ayrılacak üyeler her 2’sini de kullanabilir.
-cinsel arayışı olanlar için “sex ilanı” cinsel geçmişi için “erotik hikayeler” başına gelen kötü olayları anlatmak için “bir derdim var” kısımları da oluşacak.
-erkek,kadın,transeksüel,interseks olmak üzere cinsiyet seçimi 2 değil 4 olacak.
-erotik hikayeler kısmında:gay hikaye,lezbiyen hikaye,hetero hikaye,trans hikaye,grup hikaye vb. gibi alt dalları olacaktır.
-18 yaş altı arayış yapmak yasaktır ve direkt şikayet edilecektir.
-“medya” kısmında fotoğraf ve videolara beğenme,paylaşma,yorum yapma özellikleri olacaktır.
-“chat” kısmında sited bir toplu mesajlaşma olacaktır.
-canlı yayın açma özelliği olacaktır.
-sitenin içeriklerine yalnızca üye olanlar ulaşabilir.
-“çaylaklık” “yazarlık” gibi sıfatlar yok herkes “üye” olarak tanımlanacak.
-tanım içerikli entry girme zorunluluğu yok.
-türkçe karakterlerle nick alınabilinir.
-özel mesajla taciz edilenler moderasyona bunu derhal bildirecek ve taciz eden şikayet edilecektir.
-facebook hesabı mikroblog hesabına entegrasyon edilebilecektir.
-isteyenler profilini gizleyip entrylerini,fotoğraflarını,videolarını,yayınlarını,soru-cevaplarını vb. yalnızca takipçiler görebilir özelliği de olacaktır.
-kişilerin profillerinde medeni hali,cinsiyet,doğum tarihi,adı-soyadı,yaşadığı şehir ve ülke, mesleği zorunlu gözükecektir isteğe bağlı cinsel yönelim,siyasi görüş ve dini inanç yazılabilir.
-üyeliğin onaylanması için email gereklidir güncel olmayan rastgele yazılmış email adresleri kabul edilmez.
-aynı ip üzerinden birden fazla hesapla yazıldığı tespit edilirse tüm hesaplar ban yiyecektir.
tabulardan,duyarkasıclıktan,çomarlıktan,cahillikten uzak sözlüğe hoşgeldiniz!
sözlüm ve forum olarak 2'ye
ayrılacak üyeler her 2’sini de kullanabilir.
-cinsel arayışı olanlar için “sex ilanı” cinsel geçmişi için “erotik hikayeler” başına gelen kötü olayları anlatmak için “bir derdim var” kısımları da oluşacak.
-erkek,kadın,transeksüel,interseks olmak üzere cinsiyet seçimi 2 değil 4 olacak.
-erotik hikayeler kısmında:gay hikaye,lezbiyen hikaye,hetero hikaye,trans hikaye,grup hikaye vb. gibi alt dalları olacaktır.
-18 yaş altı arayış yapmak yasaktır ve direkt şikayet edilecektir.
-“medya” kısmında fotoğraf ve videolara beğenme,paylaşma,yorum yapma özellikleri olacaktır.
-“chat” kısmında sited bir toplu mesajlaşma olacaktır.
-canlı yayın açma özelliği olacaktır.
-sitenin içeriklerine yalnızca üye olanlar ulaşabilir.
-“çaylaklık” “yazarlık” gibi sıfatlar yok herkes “üye” olarak tanımlanacak.
-tanım içerikli entry girme zorunluluğu yok.
-türkçe karakterlerle nick alınabilinir.
-özel mesajla taciz edilenler moderasyona bunu derhal bildirecek ve taciz eden şikayet edilecektir.
-facebook hesabı mikroblog hesabına entegrasyon edilebilecektir.
-isteyenler profilini gizleyip entrylerini,fotoğraflarını,videolarını,yayınlarını,soru-cevaplarını vb. yalnızca takipçiler görebilir özelliği de olacaktır.
-smiley işareti ile entry girilebilir.
-sözlük kısmında #sözlük içi #haber#troll#ilişkiler#cinsellik#siyaset#tarih#teknoloji#müzik#sinema#spor#eğitim#oyun#otomotiv#ekonomi#magazin#bilim#sanat-kültür #seyahat#sağlık#anket#tv#diğer adında kanallar olacaktır.
-kişilerin profillerinde medeni hali,cinsiyet,doğum tarihi,adı-soyadı,yaşadığı şehir ve ülke, mesleği zorunlu gözükecektir isteğe bağlı cinsel yönelim,siyasi görüş ve dini inanç yazılabilir.
-üyeliğin onaylanması için email gereklidir güncel olmayan rastgele yazılmış email adresleri kabul edilmez.
-aynı ip üzerinden birden fazla hesapla yazıldığı tespit edilirse tüm hesaplar ban yiyecektir.
Sözlüm ve forum olarak 2'ye
ayrılacak üyeler her 2’sini de kullanabilir.
-cinsel arayışı olanlar için “sex ilanı” cinsel geçmişi için “erotik hikayeler” başına gelen kötü olayları anlatmak için “bir derdim var” kısımları da oluşacak.
-erkek,kadın,transeksüel,interseks olmak üzere cinsiyet seçimi 2 değil 4 olacak.
-erotik hikayeler kısmında:gay hikaye,lezbiyen hikaye,hetero hikaye,trans hikaye,grup hikaye vb. gibi alt dalları olacaktır.
-18 yaş altı arayış yapmak yasaktır ve direkt şikayet edilecektir.
-“medya” kısmında fotoğraf ve videolara beğenme,paylaşma,yorum yapma özellikleri olacaktır.
-“chat” kısmında sited bir toplu mesajlaşma olacaktır.
-canlı yayın açma özelliği olacaktır.
-sitenin içeriklerine yalnızca üye olanlar ulaşabilir.
-“çaylaklık” “yazarlık” gibi sıfatlar yok herkes “üye” olarak tanımlanacak.
-tanım içerikli entry girme zorunluluğu yok.
-türkçe karakterlerle nick alınabilinir.
-özel mesajla taciz edilenler moderasyona bunu derhal bildirecek ve taciz eden şikayet edilecektir.
-facebook hesabı mikroblog hesabına entegrasyon edilebilecektir.
-isteyenler profilini gizleyip entrylerini,fotoğraflarını,videolarını,yayınlarını,soru-cevaplarını vb. yalnızca takipçiler görebilir özelliği de olacaktır.
-smiley işareti ile entry girilebilir.
-sözlük kısmında #sözlük içi #haber#troll#ilişkiler#cinsellik#siyaset#tarih#teknoloji#müzik#sinema#spor#eğitim#oyun#otomotiv#ekonomi#magazin#bilim#sanat-kültür #seyahat#sağlık#anket#tv#diğer adında kanallar olacaktır.
-kişilerin profillerinde medeni hali,cinsiyet,doğum tarihi,adı-soyadı,yaşadığı şehir ve ülke, mesleği zorunlu gözükecektir isteğe bağlı cinsel yönelim,siyasi görüş ve dini inanç yazılabilir.
-üyeliğin onaylanması için email gereklidir güncel olmayan rastgele yazılmış email adresleri kabul edilmez.
-aynı ip üzerinden birden fazla hesapla yazıldığı tespit edilirse tüm hesaplar ban yiyecektir.
Planladığım şöyle olacak:
-sözlük ve forum olarak 2’ye ayrılacak üyeler her 2’sini de kullanabilir.
-cinsel arayışı olanlar için “sex ilanı” cinsel geçmişi için “erotik hikayeler” başına gelen kötü olayları anlatmak için “bir derdim var” kısımları da oluşacak.
-erkek,kadın,transeksüel,interseks olmak üzere cinsiyet seçimi 2 değil 4 olacak.
-erotik hikayeler kısmında:gay hikaye,lezbiyen hikaye,hetero hikaye,trans hikaye,grup hikaye vb. Gibi alt dalları olacaktır.
-18 yaş altı arayış yapmak yasaktır ve direkt şikayet edilecektir.
-“medya” kısmında fotoğraf ve videolara beğenme,paylaşma,yorum yapma özellikleri olacaktır.
-“chat” kısmında sited bir toplu mesajlaşma olacaktır.
-canlı yayın açma özelliği olacaktır.
-sitenin içeriklerine yalnızca üye olanlar ulaşabilir.
-“çaylaklık” “yazarlık” gibi sıfatlar Yok herkes “üye” olarak tanımlanacak.
-tanım içerikli entry girme zorunluluğu yok.
-türkçe karakterlerle nick alınabilinir.
-özel mesajla taciz edilenler moderasyona bunu derhal bildirecek ve taciz eden şikayet edilecektir.
-facebook hesabı mikroblog hesabına entegrasyon edilebilecektir.
-isteyenler profilini gizleyip entrylerini,fotoğraflarını,videolarını,yayınlarını,soru-cevaplarını vb. Yalnızca takipçiler görebilir özelliği de olacaktır.
-smiley işareti ile entry girilebilir.
-sözlük kısmında #sözlük içi #haber#troll#ilişkiler#cinsellik#siyaset#tarih#teknoloji#müzik#sinema#spor#eğitim#oyun#otomotiv#ekonomi#magazin#bilim#sanat-kültür #seyahat#sağlık#anket#tv#diğer adında kanallar olacaktır.
-kişilerin profillerinde medeni hali,cinsiyet,doğum tarihi,adı-soyadı,yaşadığı şehir ve ülke, mesleği zorunlu gözükecektir isteğe bağlı cinsel yönelim,siyasi görüş ve dini inanç yazılabilir.
-üyeliğin onaylanması için email gereklidir güncel olmayan rastgele yazılmış email adresleri kabul edilmez.
-aynı ip üzerinden birden fazla hesapla yazıldığı tespit edilirse tüm hesaplar kapatılacaktır.
-hesabınızı silmek için sitede en az 1 yıl geçirmeniz lazım.