aleni açıklamaları yapılan, sonra #fahrettinkocanınyanındayız etiketi ile milleti bastıran, diğer platformlarda, merkez medyada zaten mağdur olanların dünyasında yaşıyoruz artık.
gerçekleri duymak, bilmek isteyen yok. azıcık etrafını sorgulayan insanlara ülkeyi dar ettiniz. ama biliyor musunuz, her birimiz daracık bir tabuta gireceğiz ve toprak olacağız bir gün? ben artık eminim algı oyunlarına girenler ölümün insanları eşitlediğinin farkında değil, eminim ahiret allah inançları yok.
aylarca yalan söylenmiş, aylarca bu sağlık bakanlığı istatistiklerine göre karar verenler yanlış karar vermiş. sadece ülke değil tüm dünya yanıltılmış. ve herkes başının çaresine kendi bakacak bundan sonra, bu verileri esas alıp kimse karar vermeyecek.
tamam sizler istediğiniz şekilde at koşturun, kanun yapın, khk yürürlüğe koyun, tamam kabul. ama bakın ne olacak anlatayım:
2 ihtimal var. iki grup peydah olacak. 1)vatandaş artık güvenmeyecek size, kimse güvenle dışarı çıkamayacak, rahat hareket edemeyecek.
2)veya "ne olursa olsun, devletin umrunda değil ben mi düşüneceğim" diyerek akışına bırakacak.
bu hastalığın yayılımının belirli olmadığı, kontrolden çıktığı bir durumu beraberinde getirecek. sağlık çalışanlarının çok daha yoğun çalışması, ölümüne mesai yapması demek bu. bir yerlerden su alacak anlayacağınız.
hastalığa da tedbiri alan almayan büyük kitleler yakalanacak. bu denli umursanmadığına göre ölenlere yas tutulup istatistiklere eklenecek. nüfus azalacak.
ama taa başından beri söylediğim, zaten vakaların-hastaların neyse artık artmasıyla su yüzüne çıkan tek gerçek vardı. haziran ayı normalleşme kararı büyük fiyaskodur. her kim bu kararın arkasında ve uygulanmasına ön ayak olduysa büyük kabahati vardır. bunu artık aleni konuşalım.
ki ben anladım evet yılın ikinci çeyreğindeki karantina hali de çok uzun sürdürülebilir değil. ama sizin tam tersiniz, covid-19 etkisi çok az veya hiç olmayanları bile covid çuvalına ekleyen ülkelerin geleceği daha parlak. biz aşısı bile çıksa bu hastalığı anca balına atlatabiliriz. ki, eğer bu bir biyolojik silah ve virüs bünyesine giren insanları tekrar daha ağır bir rahatsızlığa sürükleyecek semptomları tetikleyecek başka unsurlar birilerinin elindeyse... sahi bu ihtimali düşünen olmuş muydu?
neticede hayatımız yalan, sürdürmek isteyen devam etsin. ben yalanı günah bilen kültürden geliyorum ve farklı bir hayat seçeneği mutlaka var. buna inanıyorum.
not:şunu 1 ekim 2020 de yazmışım, çaylak kere çaylak bırakıldığım için ekşi sözlükte yayına alınmamış. resmen manifesto, 1 yıl önceden aşı karşıtlığını öngörmüşüm. demiyorum beni sağlık bakanı danışmanı yapın vs. diye, ben az görgülü kültürlü ama sade türk vatandaşıyım. benim öngörebildiğimi koskoca bakanlığın, bakın işi gücü bunları denetlemek, ele almak olan organizasyon nasıl göremiyor arkadaş? ya da eğitimi, mesleği buna dönük olup bunu öngörenler neden bu ülkede bu kararları alacak mevkilerde çalışmıyorlar??
şimdi kimse bana götün götün onları takmıyorlar ayağı çekmesin; 80-90 milyonluk ülkedekilerin hayatını umursamayan bir iktidar varsa neye hizmet ediyorlar da hala o koltukları işgal ediyorlar lan? Neden bizim gündemimiz bunların beslemelerinin kıçından uydurdukları ile şekilleniyor?
