#Din

ösmagyar vallas

1.
  • kelime anlamı olarak;

    ösmagyar; öz-macar.
    vallas: din.

    yani öz macar dini...

    nedir ösmagyar vallas?
    macar türklerinin özüne dönmesi, kitleler halinde atalarının dini olan tengriciliğe yönelmesi, özünü bulmasını hedefleyen bir hareket.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2305004/+

    taltosizm (macar şamanizmi) ve macar folkloründen etkilenen ösmagyar vallas hareketi, ulusal bir macar dininin inşasını ve macar türklerinin, iskit-sümer ve turani köklerini arayış ilkesi ile 1920'lerde ortaya çıkmaya başlamış, 1930 ve 40'larda geniş kitleleri etkisi altına almıştır.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2305001/+

    ösmagyar vallas hareketi bugün macaristan hükümeti tarafından resmen tanınmış olup, ülkenin her yerinde ve dünyada macar türklerinin yaşadığı yerlerde, örneğin kuzey amerika'da kendi inanç kiliselerini kurma hakkı elde etmişlerdir.

    bugün macaristan nüfüsünün yüzde 20'si dinsiz-paganist olarak kabul edilir, bu da şunu göstermektedir ki macaristan'da öz macar dinine, yani gök tanrı inancına mensup 1 milyondan fazla insan yaşamaktadır.

    ösmagyar vallas hareketi üyeleri macaristan siyasetinde Fidesz ve Jobbik gibi turani partilere destek vermektedirler.

    türkler ve tüm türk dünyası köklerine, öz dinlerine, kendilerini türk yapan benliklerine geri dönüyor. darısı türkiye türklerinin başına.

    ey türk, titre ve kendine dön...

    ---------------------------

    ek görseller;

    görsel-1: ösmagyar vallas hareketinin sembolü, türk mitolojisindeki hayat ağacını betimlemektedir;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2304999/+

    görsel-2: macaristan'da hükümet tarafından tanınan ösmagyar vallas şaman okulu girişindeki kemer;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2305000/+

    görsel-3: ösmagyar vallas hareketinin bir ayini;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2305003/+

    #din
    5 ...
  • ezan ın hristiyan habeş kralının ismi olması

    1.
  • günümüzde siyasal islamcılar tarafından kutsiyet addedilerek faşizanca bir şekilde "arapça okunmalı" diye baskı yapılan ezan mevzusunun gerçeğidir.

    ezan illa ki arapça okunacak diyen siyasal islamcı faşistler, acaba ezan'ın nasıl ortaya çıktığını, ezan isminin nereden geldiğini biliyorlar mı?

    tabi ki bilmezler...

    o halde anlatalım...

    öncelikle islam dininde ezan nasıl ortaya çıktı, ilk nasıl okundu onu hatırlayalım.

    biliyorsunuz hz muhammed ve müslümanlar medine'ye hicret ettikten sonra ilk camiyi yaptılar, ibadetlerini bu camide yapmaya başladılar.
    fakat namaz vakitlerinde tüm müslümanlar camiye toplanamıyor, cami kısmen boş kalıyordu.
    müslümanları namaz vaktinden haberdar edecek bir çağrı yöntemi aramaya başladılar.

    "çan" teklif edildi, ama çan hristiyanların kiliselerinde kullanıldığı için uygun bulunmadı.

    yahudilerin boynuz şeklindeki borusu (şofar-shofar) da yahudi nüfusunun çok olduğu medine'de (bkz: yesrib) kullanılamazdı.

    "ateş yakalım", "bayrak asalım" gibi teklifler de ortaya atıldı.
    hiç biri kabul görmedi.

    hz muhammed sahabeden bilal habeşi'ye ezan okumasını söyledi, bilal habeşi de ezan okudu ve bilal habeşi'nin bu çağrısı bundan böyle namaza çağrı olarak kullanılmaya başlandı...(bir rivayete göre bilal habeşi ezanı okuduktan sonra nereden aklına geldiği sorulmuş, o da "rüyamda gördüm" demiş.)

    peki neydi ezan?
    ezan bir çağrı, bir bildiriydi.
    kökeni de bugünkü etiyopya, yani o dönemki ismi ile habeşistan'dı...

    habeşistan'da ms 100 yılında aksum krallığı diye bir devlet kuruldu.
    aksum kralı abraha ms 330 yılında hristiyanlığı kabul etti, devletin resmi dinini de hristiyanlık yaptı.
    aksum krallığı dünyadaki ilk hristiyan devletlerden biridir.

    işte bu ilk hristiyan aksum kralı olan abraha'nın asıl adı "ezana"dır. kral ezana, hristiyan olduktan sonra adını "ibrahim peygamber"e atıfla abraha(ebrehe) olarak değiştirmiştir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109735/+

    işte hristiyanlığa geçen aksum kralı ezana, hristiyanlığı tüm ülkesinde yaymak istiyordu.
    kral, artık isminin ebrehe olduğunu, krallığın resmi dininin hristiyanlık(ortodoks) olduğunu tıpkı islam'daki ezan gibi, insan sesi ile ve günün belli saatlerinde aralıklı olarak sürekli tekrarlatmak suretiyle ilan etti.
    ve halk da okunan bu ilana "kral ezana'nın bildirisi" anlamına gelen "ezan" dedi.

    hülasa, islam'da ilk ezanın bilal habeşi tarafından okunması bilal habeşi'nin sesinin gür olması, güzel olması, bunu rüyasında görmesi ile alakalı değil, bilal habeşi'nin bizzat habeş kökenli olması ve atalarından gelen bu gelenekten haberdar olmasından kaynaklıdır.

    şimdi hal böyle iken, bir habeşistan geleneği olan ezanı alınıp islam'a adapte edilirken, bu ezanın arapça okunma dayatması nedendir?
    ezan araplardan, arabistan'dan çıkmış bir şey değil ki.
    özünde hristiyanlık çağrısı olan bir gelenek. islam'ın etiyopya'dan devşirdiği ezan neden benim kendi dilimde okunamaz?

    şüphesiz ki şimdi dini bütün müslümanlar benim bu yazdıklarıma bilimsel ve akılcı bir cevap(!) vereceklerdir. bekliyorum mutlaka...

    not-1: kuran'da fil suresinde bahsi geçen filleri ile kabe'ye saldıran ebrehe ile kral ebrehe farklı kişilerdir. fil suresinde geçen ebrehe, aksum krallığının yemen valisi olan bir generaldir, kral ezana(ebrehe) ile alakası yoktur. ayrıca mekke'liler yemen'i de "habeşistan" olarak tanımlardı. zira yemen, habeşistan'ın bir eyaletiydi.

    not-2: bakınız burası çokomelli, etiyopya ortodoks hristiyanları tewahedo kiliselerine bağlıdırlar, ilk tewahedo kilisesi kral ezana tarafından yaptırılmıştır.
    tewahedo'nun tevhid anlamına geldiğini yazmamıza gerek var mı? yok.

    ek-1: etiyopya'daki ezana taşı(obelisk);
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109739/+

    ek-2: bir diğer ezana obeliski;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109738/+

    ek-3: yemen'in başkenti sana'da bulunan al qalis kilisesi, burası "kaaba abraha" olarak biliniyor.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109737/+

    ek-4: aksum kralları listesi;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2109736/+

    #tarih
    #din
    1 ...
  • nasturilik

    4.
  • nesturilik olarak da bilinen hristiyan mezhebi.
    ismini 5. yy'da istanbul patriği olan nestorius'tan alır.

    nestorius 5. yüzyılda istanbul patriği'dir.
    lakin meryem'in tanrı isa'nın annesi olduğunu reddeder, ona göre meryem insan olan isa'nın annesidir.
    tabi roma'ya göre bu fikir kabul edilemezdir.
    ve kendisi efes konsili sonucunda (431) afaroz edilir.

    fakat nestorius'un fikirleri anadolu'da ve suriye'de yoğun taraftara sahiptir.
    nestorius bunun üzerine kendisinden yana olanlarla birlikte anadolu'da faaliyetlerini sürdürdü.
    bu sırada vefat etti(450), ama onun taraftarları -nasturiler- bir süre urfa akademisi'nde öğretilerine devam etti.
    lakin burası da roma topraklarında olduğu için buradan da kovuldular ve sasani hakimiyeti altındaki nusaybin'e yerleştiler.

    burada kurdukları nusaybin okulu nasturilerin merkezi haline geldi. burası sasani/iran coğrafyasındaki en önemli hristiyanlık merkezi oldu.
    (ara not: nasturiliğin merkezi olan nusaybin okulu bugün mor yakup kilisesi olarak faaliyetini sürdürmektedir.)

    nasturiler, kendilerini nasturi yerine asuri (assyrian) veya doğu kilisesi (bkz: church of the east) veya doğu asurileri olarak da tanımlarlar.
    fakat 16. yy'da mezopotamya'daki bazı asuriler, önderleri olan diyarbakır metropoliti mor yohanna'nın papa ile görüşüp katolik kilisesinin hakimiyetini tanımasının ardından katolik mezhebine geçmişler bunlara da keldani denilmiştir.
    yani keldaniler, katolik asuriler'dir...

    nasturilik, orta asya türk dünyası'nda da hayli yaygındır...
    evet, sadece asuri, süryani, keldani vb mezopotamya halkları değil, türkler de benimsemiştir nestorius'un öğretilerini.

    nasturiler nusaybin'den yola çıkarak asya ülkelerine yönelik yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine giriştiler.
    çin ve moğolistan'da ilk hristiyan cemaatleri 7. yüzyılın başlarında oluşmaya başladı. nasturiler 8. ve 9. yüzyıllarda hindistan'da da faaliyet gösterdiler.

    9. yüzyılda uygur türkleri nasturiler sayesinde hristiyanlıkla tanıştılar.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041663/+

    özbekistan'da semerkand yakınlarında eski kaynaklarda urgut olarak adı geçen yerde (süleymantepe) 9. yy ait bir nasturi manastırı kalıntıları bulunmuştur.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041665/+

    bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular 7. yüzyıla kadar inmiştir.
    buradan anlıyoruz ki orta asya'daki türk toplulukları nasturilik ile 7. yüzyıldan itibaren kurumsal olarak tanışmışlardır.

    aynı tarihlerde nasturiliğin soğdlar arasında da yayıldığı bulgularına rastlanır.
    soğdlar arasında nasturiliğin yayılması ile nasturiler ipek yolu'nun kontrolünde önemli söz sahibi oldular.

    yine bir başka örnek olarak türkmenistan'ın tarihi merv şehri yakınlarında bulunan 10. yy kalma bir başka nasturi-hristiyan kilisesini gösterebiliriz.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041666/+

    nasturi misyonerler 7. yüzyıldan itibaren pek çok bozkır kavmini hristiyan yapmıştı, bu nedenle hristiyanlık moğol imparatorluğunda güçlü bir konuma sahip oldu.
    öyle ki cengiz han'ın tüm oğulları (ögeday hariç) eşlerini bir hristiyan/türk topluluk olan keraitlerden almıştı. yine cengiz han'ı henüz han olmadan evvel koruyup kollayan tuğrul han'da(yesugey'in andası wang khan) keraitlerin lideriydi.

    cengiz han'dan sonraki büyük han ögeday'ın eşi töregene katun (turakine) nasturi hristiyan bir nayman türkü'dür.
    eşi ögeday'ın ölümünden sonra oğlu güyük han tahta geçene kadar 5 yıl büyük katun ünvanıyla imparatorluğu yönetmiştir. töregene katun'un oğlu güyük han hemen hemen tüm bakanlarını nasturilerden seçmiştir.

    cengiz han'ın oğlu tuluy han'ın eşi soyurgaktani katun kerait türkleri'ndendir ve nasturi'dir. soyurgaktani katun en önemli katunlardan biridir zira mönkge, hülagü, kubilay ve arik böke'nin annesidir.

    kubilay han'ın eşi chabi katun da kongrat nasturi hristiyandı. kubilay'ın bir başka eşi olan nambui de yine chabi gibi bir kongrat nasturisiydi.

    yine cengiz han'ın torunu hülagü han'ın eşi dokuz hatun da nasturi hristiyan keraitler'dendi.

    orta moğolistan'da nasturi mezar taşları;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041667/+

    cengiz han'ın torunu möngke han döneminde nasturilik moğol imparatorluğu'ndaki birincil dini etkiydi ve moğol imparatorluğu sayesinde nasturilik çin'de iyice yayıldı.

    örneğin çin'in doğusundaki yangzhou yakınlarında ortaya çıkarılan 14. yy kalma bir nasturi mezar taşı;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041668/+

    buradan anlıyoruz ki nasturilik çin'de pasifiğe kadar uzanmış.

    13. yüzyıl sonunda nasturilik asya'da doruk noktasına ulaştı, ne var ki ilhanlıların gazan han döneminde müslümanlığı kabulü ile birlikte orta asya'daki nasturilik etkisi azalmaya başladı, akabinde timur imparatorluğu döneminde ise tamamen yok oldu.

    uygurlarve diğer türk toplulukları dışında nasturi hristiyanlığı benimseyen diğer türk/moğol toplulukları şunlardır;
    -keraitler,
    -öngütler,
    -oyratlar,
    -merkitler,
    -naymanlar,
    -kongratlar,
    -soğdlar,
    -karahitaylar.

    orta asya'da nasturilik ve nasturi kiliseleri.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2041669/+

    görseller;
    yangzhou/çin 14. yy nasturi mezar taşı;
    https://i.ibb.co/HBrChYr/in13.png

    orta asya'daki nasturi türkler'den kalan buluntular.
    https://i.ibb.co/yYfGh7W/nasturian.png
    https://i.ibb.co/k6bSP1s/nasturi.jpg
    https://i.ibb.co/YdHW1Yg/t.png
    https://i.ibb.co/5YNbdDC/nstr.png

    bir nasturi-moğol savaşçısı;
    https://i.ibb.co/NZsSfbP/mongol.jpg

    çin'in tarihi başkenti xian yakınlarındaki siganfu nasturi yazılı taşı.
    https://i.ibb.co/wKY9fcD/siganfu.jpg

    nasturi hristiyan soğdlar'ın bir kale kuşatmasını içeren ve rusya'nın perm şehri yakınlarında bulunan anikova tabağı.
    https://i.ibb.co/FmQYDvh/kzk.jpg

    #tarih
    #din
    11 ...
  • kafir

    112.
  • kuranı kerim-tebbet suresi;

    Ebû Leheb’in elleri kurusun! Kurudu zaten.
    Ona ne malı fayda verdi ne de kazandığı başka şeyler.
    O, alev alev yanan ateşe atılacak!
    Dedikodu yapıp söz taşıyan karısı da.
    Boynunda da ipten bükülmüş bir halat bulunacak.

    işte buradaki ebu leheb bir kafirdir.
    karısı ile birlikte cezalandırılacağından bahsedilir. çünkü islamın ilk yıllarında müslümanlara "ne istedilerse vermemiş"tir.

    ne ilginçtir ki ebu leheb için söylenenlerin aynısı milattan önce 2500 yılında birisi daha için söylenmiş.
    kendisi şu an kahire müzesinde cg34 numarasıyla kayıtlı.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036881/+

    bu abinin adı kaaper...
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036882/+

    bu abla da aynı müzede cg33 numarasıyla kayıtlı olan kaaper'in karısı tjenteti;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036883/+

    yani, dedikodu yapıp söz taşıyan ebu leheb'in karısı...

    kaaper'in mezarı sakkara yakınlarındaki nekropolde keşfedilmiştir.

    kaaper yahut "ateşin babası" yani "kaa-fer" olarak bilinen bu abi mö 2500 civarında 4. hanedan sonu, 5. hanedan başı arasında yaşayan mısırlı yazar ve rahiptir. kendisi aynı zamanda kralın topraklarını kaydeder, krala ait meralarda kimlerin hayvan otlatacağından, kimlerin hangi su kaynaklarını kullanacağından bu abi sorumludur.

    kaaper'in bu yüzden dolayı bir diğer adı da Sheikh el-Beled'tir.

    kaaper'in mezarında şunlar yazıyor;
    "Bu mezarı inşa ettim, tanrının önünde haklıyım. Bu mezarı kendi mülkümden inşa ettim… Hiç kimseye karşı yanlış bir şey söylemedim, kimseden hiçbir şey çalmadım… Bu mezarı rahatsız etmek isteyenler, (son) kararın efendisi Büyük Tanrı tarafından değerlendirilecek; kralın yetkilisi Kaaper. ”

    kaaper, vazifesi gereği kralın meralarında bedavadan hayvan otlatmak isteyen israiloğullarına müsade etmemiş, onları krala bildirmiştir, kral da bölgeye bir ordu göndermiş ve istilacıların topraklarından faydalanmasına müsade etmemiştir.

    yani kaaper'de görevi gereği, bulunduğu pozisyon gereği birilerine "ne istedilerse vermemiş"tir.

    bundan sebeptir ki israiloğulları da kaaper'i ve karısını lanetlemiş, onlara beddualar etmiştir...

    işte islam'daki "kafir" sözünün kaynağı işte bu kaaper abimizdir.

    ne hikmetse, ortadoğuluların aynı alışkanlığı bugün de devam ediyor.
    işine gelmeyene, bilgisi yetmeyene hemen "kafir" diyorlar.

    şimdi bu entryi de götlerinden anlayıp bana da "kafir" derler...

    #tarih
    #din
    13 ...
  • moğol imparatorluğunda hristiyanlık

    1.
  • nasturi hristiyan misyonerleri 7. yüzyılda nusaybin'den yola çıkarak asya ülkelerine yönelik yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine girişmişler, 7. yüzyıldan itibaren pek çok bozkır kavmini hristiyan yapmışlardı.

    bu nedenle hristiyanlık moğol imparatorluğunda güçlü bir konuma sahip olmuştur..

    öyle ki cengiz han'ın tüm oğulları (ögeday hariç) eşlerini bir hristiyan/türk topluluk olan keraitlerden almıştı.
    yine cengiz han'ı henüz han olmadan evvel koruyup kollayan tuğrul han'da(yesugey'in andası wang khan) keraitler'in lideriydi.

    cengiz han'dan sonraki büyük han ögeday'ın eşi töregene katun (turakine) da nasturi hristiyandır lakin keraitler'den değil bir nayman türkü'dür.
    töregene katun, eşi ögeday'ın ölümünden sonra oğlu güyük han tahta geçene kadar 5 yıl büyük katun ünvanıyla imparatorluğu yönetmiştir.
    töregene katun'un oğlu güyük han hemen hemen tüm bakanlarını nasturilerden seçmiştir.

    cengiz han'ın oğlu tuluy han'ın eşi soyurgaktani katun kerait türkleri'ndendir ve nasturi hristiyan'dır.
    soyurgaktani katun en önemli katunlardan biridir zira mönkge, hülagü, kubilay ve arik böke'nin annesidir.

    kubilay han'ın eşi chabi katun da kongrat nasturi hristiyandı. kubilay'ın bir başka eşi olan nambui de yine chabi gibi bir kongrat nasturisiydi.

    yine cengiz han'ın torunu hülagü han'ın eşi dokuz hatun da nasturi hristiyan keraitler'dendi.

    cengiz han'ın torunu möngke han döneminde nasturilik moğol imparatorluğu'ndaki birincil dini etkiydi ve moğol imparatorluğu sayesinde nasturilik çin'de iyice yayıldı.

    orta moğolistan'da nasturi mezar taşları;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036820/+

    çin'in doğusundaki yangzhou yakınlarında ortaya çıkarılan 14. yy kalma bir nasturi mezar taşı;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036821/+

    13. yüzyıl sonunda nasturi hristiyanlık asya'da doruk noktasına ulaştı, ne var ki ilhanlıların gazan han döneminde müslümanlığı kabulü ile birlikte orta asya'daki hristiyanlık etkisi azalmaya başladı, akabinde timur imparatorluğu döneminde ise tamamen yok oldu.

    nasturi hristiyanlığı benimseyen türk/moğol toplulukları şunlardır;
    -keraitler,
    -öngütler,
    -oyratlar,
    -merkitler,
    -naymanlar,
    -kongratlar,
    -soğdlar,
    -karahitaylar.

    orta asya'da nasturilik ve nasturi kiliseleri.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036822/+

    moğolların nasturi hristiyanlık etkileri anadolu'da da hissedilmiş, hatta istanbul'a kadar ulaşmıştır.

    bugün istanbul balat'ta, patrikhane'nin yakınında bulunan bir kilise mevcuttur.

    adı; maria muhliotissa kilisesi'dir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036823/+

    burası "moğolların meryemi kilisesi" olarak anılır. aynı zamanda "kanlı kilise" olarak bilinir.
    lakin aslında "kanlı" değil, "khanlı" kilisedir.
    bu khan sıfatı da kilisenin orta asya orijinli olduğunun en önemli belirtisidir.

    söz konusu kilise bir moğol hanı'nın hanımı olan bizans imparatoru mihail paleologos'un kızı prenses maria'nın adını taşır.

    prenses maria, hülagü han'ın nişanlısıdır.
    kendisi hülagü han ile evlenmek için yoldayken hülagü han vefat eder.
    bunun üzerine de prenses maria, hülagü han'ın oğlu abhaka han ile evlendirilir.

    lakin bu evlilik de uzun sürmez.
    abhaka han da kısa bir süre sonra vefat eder.
    moğol töresine göre de han'ın eşi başka bir evlilik yapamayacağı için, prenses maria kalan hayatını istanbul'a dönerek bir azize olarak geçirir.

    işte bu kilise de onun anısına yapılmıştır.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2036824/+

    istanbul'un fethi sonrası pek çok kiliseyi camiye çeviren osmanlı, bu kiliseyi de camiye çevirmek istemiş. ama kilisenin bir moğol prensesinin adını taşıdığı öğrenilince kiliseye dokunulmamıştır.

    #tarih
    #din
    10 ...
  • islam öncesi druid kültürü

    1.
  • druidlerin kökeni anadolu'dur.
    hiçbir zaman ne müslümanlığı, ne hristiyanlığı kabul etmemişlerdir.

    anadolu'nun en büyük tanrıçası kybele'nin tapınaklarında "arkigallos" denilen rahipler bulunurdu.

    bu arkigallos'lar simyayı iyi bilirler, küçük mucizeler yaratırlar ve halkı etkisi altına alırlardı.
    anadolu'nun roma imparatorluğu tarafından ele geçirilmesi ile roma burada kendi patrikyal dinlerini ve tanrılarını dayatmaya başladı.
    ana tanrıçaya inanan ve onun temsilcisi olan matrikyal arkigallos rahipleri ise romalılar tarafından ortadan kaldırılmaya başlandı.

    işte bu arkigallos'lar, anadolu'da yaşayan galatların arasında gizlendiler.
    galatlılar onlara "meşe ağacı" anlamına gelen "duridee" dediler.

    ve ankara yakınlarındaki ilk druid tapınağı olan Drunemeton'u inşa ettiler.

    ne var ki roma, galatlar'ı da hakimiyeti altına almak istiyordu.
    bir kısım galatlılar roma hakimiyetini kabul ettiler ve roma'nın galatya eyaletini oluşturdular ve dahi dinlerinden döndüler ve jupiter'in penisi üzerine iman yemini ettiler.

    lakin bazı galatlılar, yani kelt kabileleri, özellikle kızılırmak havzasında yaşayanlar roma hakimiyeti altına girmeyi reddetti.
    pek çoğu katledildi.
    tabi katledilenler arasında arkigallos rahipleri yani druidler de vardı.

    roma baskısından kurtulmak için anadolu'dan kaçtılar.
    galya'ya(fransa) geldiler.

    burada anadolu'dan geldikleri yer olan kızılırmak nehrine (galat dilinde: alis ırmağı) benzeyen bir yere yerleştiler ve burada yerleşim kurdular.
    kurdukları bu yerleşime de anadolu'dan geldikleri yerin adını verdiler ve camp alis dediler.

    işte o camp alis, bugün bildiğimiz champs elysees'tir. (bağcılar'daki şanzelize ile karıştırmayalım)

    neyse, nereden nereye, konu konuyu açtı...

    tabi roma bizim galatlıları galya'da da barındırmadı.
    sezar'ın galya'yı fethetmesinden sonra bizim anadolu'dan gelen galatlılar ve druidler "bir daha romalı görmemek ve jupiter'in çükü için yemin etmeye zorlanmamak için" daha uzağa gittiler.
    denizi geçerek britanya'ya yerleştiler.

    anadolu'dan ta britanya'ya, hatta galler'e gelen kybele rahipleri olan arkigallos'lar yani druidler işte burada efsanevi avalon kültü'nü oluşturdular.

    o meşhur kral arthur'un efsanevi kılıcı excalibur işte burada, yani avalon'da dövülmüştür.
    o çağlarda kılıcın sırrına akıl erdiremeyen britanyalılar bilmiyorlardı ki anadolu'da hititler, truvalılar, amazonlar çeliğe su veriyor ve yenilmez kılıçlar yapabiliyorlardı.

    işte kral arthur'un efsane kılıcı excalibur'da anadolu'nun turani halklarının çeliğe hayat vermesinin britanya mitolojisinde efsanelere konu olmuş yansımasıdır...
    (bkz: avalon/#42715192)
    (bkz: glastonbury tarlalarındaki zodyak haritası/#42711207)

    konu nereden nereye geldi...
    bağlıyorum.

    tabi aradan yüzyıllar geçti.
    insanları jupiter'in çükü üzerine yemin ettiren roma, hristiyanlığı resmi din olarak kabul etti.
    bu arada britanya da roma tarafından fethedildi.

    yani bizim druidler roma'dan bir türlü kurtulamadı.
    eskiden jupiter'in çükü için yemin ettiren romalılar, artık isa'nın eti kemiği için yemin ettiriyorlardı.

    oysa ki druidler kendi dinlerini, tanrıça kybele'nin dinini yaşamak istiyorlardı.

    olmadı...
    onlar da baktı ki olmuyor.
    sırra kadem bastılar.

    gizlendiler.

    belki bugün hala biryerlerde ana tanrıçaya dua eden bir druid vardır...

    ha...
    anadolu'dan göç eden arkigallos rahipleri druid oldular...peki ya anadolu'da kalanlar?

    onlar da aynı göç edenler gibi, önce romalılarla, sonra bizansla, sonra selçuklu, osmanlı ile mücadele ettiler.
    onlar ne jupiter'e, ne isa'ya, ne muhammed'e yemin etmeyi reddettiler.
    onlar doğaya, ağaca, yeşile, ateşe, evrene, yıldızlara iman ediyorlardı.

    anadolu'da kalanlar da kam ana-şaman baba olmayı seçtiler.

    eh, bu kadar yazdık. yazıyı bir bursa türküsü ile bitirelim.
    https://www.youtube.com/watch?v=tFxzQsGHHJA

    "seviler baştan gitmiyor ah kamana, sarılıp yatmayınca..."

    #tarih
    #mitoloji
    #din
    14 ...
  • müslüman ve yahudilerdeki sünnet geleneği

    1.
  • anadolu'daki kybele kültü'nden samilere geçen bir pagan adetidir...

    sünnet...
    yani erkeklerin penisinin ucundaki fazlalık deriyi kesme işlemi anadolu'nun, levant'ın ve de arşipel'in en çok inanılan tanrısı, ana tanrıça kybele'ye dayanır...

    samilerin "efendimiz" dediği adon/adonai'nin ana tanrıça kybele'ye verdiği sözü unutarak başka bir kadına aşık olması ve sonrasında kybele ile yüzleşince verdiği sözü hatırlayarak penisini kökünden kesmesinden doğmuştur...

    samilerin (yahudi ve araplar) adonai'si kybele'nin sevgilisi attis'tir...
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2024800/+

    samiler sakarya nehri'nin oğlu attis'i adonai'ye dönüştürdüğü gibi, anadolu'nun kybelesini de tanrıça hubel'e dönüştürmüş, kybele'nin göktaşını da alıp, ana tanrıçanın adına inşa ettikleri kabe'ye dikip hacerül esved yapmışlardır...

    neyse biz dönelim kybele kültü'ndeki sünnete...

    kybele, tamamen kendisine sadık kalması şartıyla attis ile sevgili olur.
    lakin attis, sangarid adlı peri kızına aşık olur ve onunla evlenir.
    bunu öğrenen kybele çok öfkelenir ve düğünü basar.
    düğünde attis'e görünür, attis yaptığından pişman olur ve erkeklik organını keser, attis'in erkeklik organı yere düşer, kanları toprağa karışır ve burada menekşeler ortaya çıkar.
    kybele ise bu duruma üzülür ve attis'i bir çam ağacına çevirir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2024801/+

    bu mit anadolu'da bir kybele kültü'nün başlamasına sebep olur.
    her ilkbaharda bu bir gelenek haline gelir.
    kybele tapınaklarında rahipler her yıl ilkbaharda ayinler yaparlar, bu ayinlerde kendilerini keserlerdi.

    ayinlerde attis'in başpapazı mertebesinde olan arkigallos denilen kişiler damarlarından kan çıkartarak ana tanrıçaya sunarlardı.
    bu esnada davullar çalar, ziller, çığlıklar, flütler ile birlikte vahşi ama heyecan verici bir müzik ortaya çıkardı, bu müzik başladığında arkigallos dışında kalan 2. derece rahipler başlarını sallayarak dönmeye başlarlardı. (günümüzdeki bazı tarikatların yaptıkları zikir ayinleri gibi)
    bu ayine iştirak eden rahiplerin hepsi uzun saçlıydı ve kadın eteklikleri giyerdi. (bkz: köçek)
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2024802/+

    bu şekilde ayin halinde cezbeye gelirler, kendilerinden geçerlerdi.
    tabi ayine katılan 2. sınıf rahipler de ellerindeki bıçaklarla kendilerini keserler, kan çıkarırlardı. rahiplerin cezbedeyken kendilerini kesmeleriyle ortaya çıkan kanlar tüm mabedin mihrabına yayılır, attis'i temsil eden kutsal ağaç kanlar içinde kalırdı.

    bu arada kutsal ağacın dibinde iyi bileylenmiş bıçaklar bulunurdu.
    ayini seyredip kendinden geçenler, kana bulanmış kutsal ağaca ellerini sürer, sonra ellerini yüzlerine götürür onlar da cezbeye kapılırlar, aralarında çok fazla cezbeye gelen ise ağacın dibindeki bıçağı alır ve kendi erkeklik organını kökünden keserdi.
    kesilen erkeklik organı sarılır ve toprağa gömülür ve böylece toprağın gebe kalıp ürün doğurduğuna inanılırdı.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2024799/+

    bu kanlı ritüelden sonra da erkeklik organını feda eden kişi kybele tapınağına rahip adayı olarak kabul edilir, yukarıda anlattığım üzre kadın kıyafeti giydirilir, saçlarını bir kadın gibi uzatır ve gelecek sene yapılacak ilkbahar ayinine hazırlanmaya başlardı...

    anadolu'daki kybele kültü'nün mezopotamya'daki yansıması ise tanrıça iştar ve genç sevgilisi tammuz'dur.

    iştar=kybele
    tammuz=attis.

    tanrıça iştar'ın sevgilisi tammuz bu kybele kültüne uygun olarak her yıl ölür ve yeniden dirilir.
    iştar'ın sevgilisi tammuz'un dirilişi ile doğa yeniden canlanır, hayvanlar çiftleşir...

    her neyse...uzatmayalım...
    daha sonraki dönemlerde özellikle toplumların matrikyal dönemden patrikyal döneme geçilmesiyle bu kybele kültü terk edilmiş, erkeklik organı komple kesilmek yerine ucundaki deri kesilerek (yani erkek unsuru daha az aşağılanarak) kybele'ye ve doğanın uyanışına saygıda bulunulmaya başlamış.

    işte bu ritüel tüm anadolu'da, ege adalarında ve doğu akdeniz'de, hatta mısır ve ortadoğu'da bu şekilde yaygınlaşmış olup günümüzde bazı toplumların "sünnet" adı altında sürdürdükleri bir geleneğe dönüşmüştür...

    iyi ki öyle olmuş.
    ucundan azıcık...

    #tarih
    #mitoloji
    #din

    ek: (bkz: kybele/#43303634)
    15 ...
  • latin

    11.
  • leto'nun halkı anlamına gelen sözcük...

    leto'yu duymuşsunuzdur mutlaka.
    koios ile phoibe'nin kızı.
    zeus tarafından kandırılarak hamile bırakılıyor, lakin zeus'un karısı hera buna tepki gösteriyor ve leto'yu "güneşin doğduğu hiçbir yerde doğurmasın" diyerek sürgün ediyor.

    leto hamile haliyle diyar diyar geziyor, en son zeus'un kardeşi poseidon'a bağlı delos adasında kendisine sığınacak bir yer bulup orada çocukları apollon ve artemis'i doğuruyor.

    fakat hera'nın şerri leto ve çocuklarına burada da rahat vermiyor ve leto, çocukları ile birlikte anadolu'ya geliyor, bugün teke yarımadasındaki likya bölgesine yerleşiyor ve buranın halkı tarafından sahipleniliyor.

    leto ve çocukları için burada bir tapınak merkezi kuruluyor. (letoon) ve tapınaklar inşa ediliyor.

    leto ve çocuklarının zorlu serüvenini yazmıştık;
    (bkz: leto/#42008703)
    (bkz: letoon/#40340058)

    tabi gel zaman git zaman leto'nun hikayesi ve çektiği acılar onu bir efsane haline getiriyor.
    insanlar leto'yu haklı bulup ona saygı gösteriyor ve leto'ya tapmaya başlıyorlar.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1978605/+

    leto kültürü likya'dan roma'ya yayılıyor, roma'dan da mısır'a uzanıyor.
    mısır'a gelen romalılar beraberlerinde leto'nun putlarını, kültürünü ve inanışını da getiriyorlar.

    işte leto'ya bağlı olanlara da onun adından yola çıkılarak latin halkı deniliyor.

    leto--->letoon--->latin...

    işte leto'ya bağlı olan latin halkının ortadoğuya getirdiği bu inanış ve leto'nun öyküsü ortadoğu halklarını çok etkiliyor ve özellikle arap coğrafyasında en büyük, en saygın putlardan biri haline gelip lat adıyla anılıyor...

    lat putuna saygı gösteren arap kabileler latinlerin, yani roma'nın hakimiyetine giriyor, roma ile iş yapmak, ticaret yapmak isteyen araplar lat putuna saygı gösteriyor.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1978606/+

    lat putuna saygı gösteren ve latinlerle ticaret yapanlardan biri de hiç şüphesiz ki hz muhammed'tir.

    --spoiler--
    Gördünüz mü Lat'ı, Uzza'yı, Menat'ı; işte bunlar yüce turnalardır, şefaatleri de elbette ki umulur...
    --spoiler--

    selam duva ve leto ile...

    #tarih
    #mitoloji
    #din
    15 ...
  • lalibela kiliseleri

    2.
  • etiyopya'nın kuzeyinde bulunan ve 13. yüzyılda kayalara oyulan 11 kiliseden oluşan tarihi alan.
    yerel halk buradaki kayalara oyulan 11 kiliseden dolayı burayı "yeni kudüs" olarak tanımlıyor.
    kiliseler 13. yüzyılda oluşturulmuş, ama bu kayalara oyulan yapıların tarihi çok daha eski.

    rivayete göre mö 10. yüzyılda süleyman peygamber ve seba kraliçesi belkıs'ın oğlu olan menelik, kudüs'te babası süleyman'ın yanına gider.
    ve süleyman tapınağındaki ahid sandığını alıp buraya getirir ve 1974 yılına kadar kesintisiz 3000 yıl sürecek olan etiyopya krallığının süleyman hanedanlığı'nı burada başlatır.

    işte bu kaya kiliseleri olarak adlandırılan bu yapıların da dünya dışı bir teknolojiyle o tarihlerde inşa edildiği düşünülüyor.
    lalibela kaya kiliseleri hristiyanların bir hac yeridir. böyle bir hac yeri olması da bunların 13. yüzyıldan çok daha önceleri yapılmış ve bilinen bir yer olduğunun bir göstergesi.

    bu 11 kilisenin tamamı yüzeyden gözükmüyor, zira tamamı büyük kaya bloklarının içine yeraltında kalacak şekilde oyulmuş.
    o zamanın teknolojisi ile kayaları bu şekilde oymak, şekil vermek, lazerle kesilmiş gibi dümdüz kesmek nasıl mümkün olabilir?

    lalibela'daki kaya kiliseleri şunlar;

    bet Medhane Alem.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911161/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911162/+

    bet maryam.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911164/+

    bet golgotha mikael.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911165/+

    bet meskel.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911166/+

    bet denagel.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911167/+

    bet giyorgis. (st george kilisesi)
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911168/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911169/+

    bet amanuel.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911170/+

    bet abba libanos.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911171/+

    bet gabriel-rufael.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911172/+

    bet lehem.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911173/+

    bet Qeddus Mercoreus.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1911174/+

    lalibela'daki kaya kiliseleri 1978 yılında oluşturulmaya başlanan unesco dünya kültürel mirası listesine ilk eklenen yerlerden biridir.
    http://whc.unesco.org/en/list/18
    http://whc.unesco.org/en/...&order=year#alpha1978

    #tarih
    #din
    #arkeoloji
    17 ...
  • ezan

    361.
  • ille de arapça okunulacak diye baskı kurulan islam dini'nin namaza çağrısı.

    neden arapça okunacak? her ulus kendi dilinde okusun.
    yok olmaz...
    neden? çünkü ilk ezan arapça, kuran arapça, o yüzden ezan arapça okunacak...

    vay be, faşizme bak.

    ezan ille de arapça okunacak diyenler, peki madem öyle ezan arabistan'dan mı çıkmış? ezan arapların mı? müslümanların mı?

    okuyun anlatıcam...

    öncelikle islam dininde ezan nasıl ortaya çıktı, ilk nasıl okundu onu hatırlayalım.

    biliyorsunuz hz muhammed ve müslümanlar medine'ye hicret ettikten sonra ilk camiyi yaptılar, ibadetlerini bu camide yapmaya başladılar.
    fakat namaz vakitlerinde tüm müslümanlar camiye toplanamıyor, cami kısmen boş kalıyordu.
    müslümanları namaz vaktinden haberdar edecek bir çağrı yöntemi aramaya başladılar.
    "çan" teklif edildi, ama çan hristiyanların kiliselerinde kullanıldığı için uygun bulunmadı.
    yahudilerin boynuz şeklindeki borusu (şofar-shofar) da yahudi nüfusunun çok olduğu medine'de (bkz: yesrib) kullanılamazdı.
    "ateş yakalım", "bayrak asalım" gibi teklifler de ortaya atıldı.
    hiç biri kabul görmedi.
    hz muhammed sahabeden bilal habeşi'ye ezan okumasını söyledi, bilal habeşi de ezan okudu ve bilal habeşi'nin bu çağrısı bundan böyle namaza çağrı olarak kullanılmaya başlandı...(bir rivayete göre bilal habeşi ezanı okuduktan sonra nereden aklına geldiği sorulmuş, o da "rüyamda gördüm" demiş.)

    peki neydi ezan?
    ezan bir çağrı, bir bildiriydi.
    kökeni de bugünkü etiyopya, yani o dönemki ismi ile habeşistan'dı...

    habeşistan'da ms 100 yılında aksum krallığı diye bir devlet kuruldu.
    aksum kralı abraha ms 330 yılında hristiyanlığı kabul etti, devletin resmi dinini de hristiyanlık yaptı.
    aksum krallığı dünyadaki ilk hristiyan devletlerden biridir.

    işte bu ilk hristiyan aksum kralı olan abraha'nın asıl adı "ezana"dır. kral ezana, hristiyan olduktan sonra adını "ibrahim peygamber"e atıfla abraha(ebrehe) olarak değiştirmiştir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906022/+

    işte hristiyanlığa geçen aksum kralı ezana, hristiyanlığı tüm ülkesinde yaymak istiyordu.
    kral, artık isminin ebrehe olduğunu, krallığın resmi dininin hristiyanlık(ortodoks) olduğunu tıpkı islam'daki ezan gibi, insan sesi ile ve günün belli saatlerinde aralıklı olarak sürekli tekrarlatmak suretiyle ilan etti.
    ve halk da okunan bu ilana "kral ezana'nın bildirisi" anlamına gelen "ezan" dedi.

    hülasa, islam'da ilk ezanın bilal habeşi tarafından okunması bilal habeşi'nin sesinin gür olması, güzel olması, bunu rüyasında görmesi ile alakalı değil, bilal habeşi'nin bizzat habeş kökenli olması ve atalarından gelen bu gelenekten haberdar olmasından kaynaklıdır.

    şimdi hal böyle iken, bir habeşistan geleneği olan ezanı alınıp islam'a adapte edilirken, bu ezanın arapça okunma dayatması nedendir?
    ezan araplardan, arabistan'dan çıkmış bir şey değil ki?
    özünde hristiyanlık çağrısı olan bir gelenek. islam'ın etiyopya'dan devşirdiği ezan neden benim kendi dilimde okunamaz?

    not-1: habeş kralı ezana'nın babası olan kral ousanas'ın ünvanı ella allada'dir. bu kralın bir diğer ünvanı da ella amida'dır.(hamd edilen, hamd).

    not-2: aksum-habeş kralları arasında bir tane daha ella amida mevcut. bu ella amida'nın babası ise kral kaleb'dir. kendisi hem kral, hem de bir hristiyan azizidir.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906023/+

    kaleb bu bölgenin yerel dillerinde köpek anlamına geliyor, fakat hükümdar kaleb'in adının anlamı; "tanrıya adanmış, tanrıya bağlı, tanrının temsilcisi ve yeryüzündeki halifesi" anlamına gelir.

    yani; kaleb--->caliph--->halife...

    not-3: kuran'da fil suresinde bahsi geçen filleri ile kabe'ye saldıran ebrehe ile kral ebrehe farklı kişilerdir. fil suresinde geçen ebrehe aksum krallığının yemen valisi olan bir generaldir, kral ezana(ebrehe) ile alakası yoktur. ayrıca mekke'liler yemen'i de "habeşistan" olarak tanımlardı.

    not-4:bakınız burası çokomelli, etiyopya ortodoks hristiyanları tewahedo kiliselerine bağlıdırlar, ilk tewahedo kilisesi kral ezana tarafından yaptırılmıştır.
    tewahedo'nun tevhid anlamına geldiğini yazmamıza gerek var mı? yok.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906025/+

    islam mitolojisinde habeşistan etkisi çok daha fazladır, bu ayrı bir yazı konusu tabi. ben ezan'ın kökeni hakkında bilgi vermeye çalıştım biraz.

    ekler;
    etiyopya'daki ezana taşı(obelisk);
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906026/+

    bir diğer ezana obeliski;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906028/+

    yemen'in başkenti sana'da bulunan al qalis kilisesi, burası "kaaba abraha" olarak biliniyor.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906029/+

    aksum kralları listesi;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1906030/+

    #tarih
    #din
    13 ...
  • müfredata atatürk koyunca ne oluyor

    12.
  • Müfredata atatürk koyunca;

    #Cumhuriyetin ne demek olduğu öğreniliyor.

    #Bağımsızlık ve özgürlüğün önemi ve değeri anlaşılıyor.

    #Din yolu ile insanları kandırıp çıkar elde eden itlerin gerçek yüzü ortaya çıkıyor.

    #Bu vatanın ne zor şartlar altında ve ne fedakarlıklar yapılarak kurtarıldığı idrak ediliyor.

    #Yurtlarda, kuran kurslarında birbirlerine tecavüz etmeyen nesiller yetişiyor.

    #Insanlar deve sidiğinin şifa kaynağı değil bir dışkı olduğunu öğreniyor.

    #Adam gibi adamlar yetiştiriliyor.

    Ama müfredattan atatürk çıkınca da ayk gibileri ortaya çıkıyor işte.
    14 ...
  • © 2025 uludağ sözlük