#Atatürk

ümit özdağ

795.
  • Şerafettin Turpcu @s_turpcu
    16 nisan 2017’de mühürsüz oylarla elimizden alınan 95 yıllık rejim için;
    @umitozdag’ın yaptığını yapıp YSK’nın önünde toplanabilseydik,
    “dışarıda silahlı adamlar var dedikleri” belki o akşam şiddet uygulayabilirlerdi
    ama hiçbir şey bugünler kadar kötü olamazdı!

    https://twitter.com/i/status/1485237606967353349

    https://twitter.com/s_tur...tatus/1485237606967353349

    Ümit Özdağ’dan, kendisine ‘istihbaratçı eskisi’ diyen #Erdoğan’a hodri meydan;
    “çık karşıma. #Atatürk’ün askeri, istihbaratçısı, bilim insanı, köylüsü, işçisi olmak
    her Türk için en büyük şereftir.”

    https://twitter.com/s_tur...?cxt=HHwWhoCx7cS587AqAAAA
    3 ...
  • istanbul u istanbul yapanın atatürk olması

    1.
  • https://galeri.uludagsozluk.com/r/2119456/+

    Fatih Sultan Mehmet’in istanbul’u fethinden, son padişah Vahdettin dönemine kadar basılan tüm madeni paraların üzerinde, basıldığı yer olarak #Konstantiniye yazar..
    Fotoğrafta gördüğünüz gümüş para sultan Vahdettin döneminde basılmıştır. işaretli yerde paranın basıldığı yer olarak eski Türkçe ile #Konstantiniye yazılıdır..
    Gerek saray, gerek ulema gerekse de münevver kesim asla ve asla #istanbul ya da #islambol adını kullanmamışlardır. Kullandıkları isimler #Konstantiniye, #Dersaadet vb. gibi isimlerdir.
    #istanbul ya da #islambol adı sadece halk arasında kullanılmıştır.
    Cumhuriyetin kuruluşundan bir süre sonra #ATATÜRK’ün emriyle #istanbul’un adı resmen #istanbul olmuş, #Konstantiniye #Konstantinopol vb isimlerin kullanılması yasaklanmıştır.
    Yine #ATATÜRK’ün emriyle 3 Ocak 1929 da Türkiye Posta Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü, merkezi isviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası PostaTelgraf ve Telefon Teşkilatına bir mektup yazarak “Bundan sonra #Constantinople yerine #iSTANBUL adının kullanılması gerektiğini aksi takdirde gelen postaların iade edileceğini resmen bildirmiştir.
    1 ...
  • kurtuluş savaşında opera düşünen adam

    1.
  • 1930'lu yılların sonları...

    bir fabrika projesi üzerinde çalışılıyor. atatürk'ün huzurunda dönemin sanayi ve kalkınma bakanı.
    atatürk projenin derhal bitirilmesi talimatını verip bir de mühlet veriyor bakana. "şu tarihe kadar bitecek..."

    bakan itiraz ediyor, "aman efendim, mümkün değil. o tarihte bitmez..."

    atatürk çok sinirleniyor.
    "efendi...!!! sen ne söylüyorsun? biz yirmi günde opera yazmış, bestelemiş ve sergilemiş bir milletiz. o tarihten daha da evvel biter, yeter ki yapacağınız işe öncelikle kendiniz inanınız..."

    opera???
    opera ne alaka?
    yani opera yapmak her şeyden zor mu? bunu mu demek istemiş atatürk?

    o halde daha eski yıllara gidelim.

    1913...
    balkan savaşları yeni bitmiş, mustafa kemal bey'de bulgaristan'da sofya ateşemiliterliğinde görevli.
    bizzat kral tarafından verilen bir davete icabet etmeleri gerekiyordu.
    bu davet bir operaydı.
    carmen operası sahnelenecekti...

    şaşırmıştı.
    bulgarlar ve opera...
    daha birkaç yıl önce osmanlı himayesinde olan bulgarların bir operaları vardı, opera sanatçıları vardı...
    bu nasıl olurdu?

    ateşemiliter mustafa kemal bey yanında fethi okyar ve şakir zümre ile birlikte davete icabet etti.
    hayranlıkla izledi operayı.

    oyun sonrası kral ferdinand tarafından locaya davet edildiler.
    kral "oyunu nasıl bulduklarını" sordu.
    mustafa kemal mahçup bir şekilde çok beğendiklerini beyan etti.

    oyun sonrası otellerine dinlenmeye çekildiler. gece saat epey geç olmuştu. mustafa kemal, şakir zümre'nün kaldığı odanın kapısını çaldı.
    "uyuyamıyorum muhterem, biraz konuşalım..."

    şakir zümre hayretle mustafa kemal'i dinliyordu.

    "şakir, kim ne derse desin balkan savaşlarındaki mağlubiyetimizin nedenini bu gece daha iyi anladım. ben bu adamları(bulgarlar) çoban diye bilirdim, oysa baksana operaları bile var, opera sanatçıları var, müzisyenleri, dekoratörleri, opera binası bile yapmış adamlar...ah şakir bey; bizim ülkemiz de acaba bir gün operaya kavuşabilecek mi? o düzeye çıkabilecek miyiz?"

    o gece içine oturmuştu mustafa kemal'in.

    yıllar geçti.
    mustafa kemal bey, "paşa" oldu.
    vatanı işgal edildi. samsun'a çıktı, kurtuluş savaşını başlattı.
    sakarya zaferi, büyük taarruz derken, dumlupınar'da nihayi zafer kazanıldı.
    "gazi" oldu, "mareşal" oldu, "kurtarıcı" oldu...

    8 eylül 1922 gecesi nif'teki (kemalpaşa) bağ evinde yanında bulunan halide edip onbaşı'ya döndü.
    aklına 1913'te sofya'da yaşadığı gece gelmişti.
    "opera yapacağız halide..." dedi.

    tam 4 sene.
    cephelerde, tüm çetin şartlarda iç ve dış düşmanlarla mücadele, kurtarılan bir vatan, ertesi gün izmir'e girilecek ve mustafa kemal paşa operadan, opera binasından bahsediyordu...
    halide edip ilk türkçe libretto olan "kenan çobanları"nın yazarıydı(1916). mustafa kemal paşa bunu bile takip ediyordu...

    zaferden sonra cumhuriyet, devrimler, kalkınma hamlesi...
    türkiye cumhuriyeti dünyaya parmak ısırtıyordu.

    1934...
    iran şahı pehlevi ankara'ya gelecek...
    Atatürk işte 1913 yılından beri içinde yanan ateşi söndürme fırsatı bulmuştu...

    hazırlıklar için yapılan toplantılarda fikrini söyledi; opera yapılacaktı...

    şahın ziyaretine çok kısa bir süre kalmıştı ve atatürk'ün bu isteği imkansıza yakındı.

    istanbul'dan trene binen nimet vahit ve izmir'e gitmek üzre yolda olan ahmet adnan saygun trenden indirilerek çankaya köşküne getirildiler.
    atatürk gayet netti, türk operası bestelenecek, sahneye konacak ve şah ile birlikte izleyeceklerdi...

    20 günlük bir çalışma ve bizzat atatürk'ün de katkıları ile "özsoy" operası hazırlandı ve iran şahı'na dostluk ve kardeşlik iletisi olarak sunum yapıldı...

    çocuklar gibi mutluydu.
    dile kolay tam 21 yıldır içinde sönmeyen bir ateş, burukluk sona ermişti.

    artık türkler de opera yapıyordu.

    en zor iş başarılmıştı...
    ---------------------------------------
    ek:
    özsoy operası'nın bölümleri;

    öz ozan;
    https://youtu.be/6aUW8JC_Tgc?t=3

    yakarış;
    https://youtu.be/xtauKVHUAgU?t=2

    doğumu bekleyiş;
    https://youtu.be/SmFBxbfLTDI?t=2

    ulu hakan feridun;
    https://youtu.be/uwo-XMTUUR0?t=1

    doğum müjdesi;
    https://youtu.be/NCIQ4dsJfkQ?t=1

    hatun'un gelişi;
    https://youtu.be/f9EsFuXsK2M?t=1

    şölen/felekler;
    https://youtu.be/nRxWJcELSrw?t=1

    sihir raksı;
    https://youtu.be/3tctjx2tRTQ?t=2

    bebeklerin kayboluşu;
    https://youtu.be/I5mVBkxRet0?t=1

    #tarih
    #müzik
    #atatürk
    18 ...
  • atatürk ilah değildir

    26.
  • https://www.yenisafak.com...degildir-tamam-da-2048095
    Bilmem farkında mısınız? Birileri milletin aklıyla, izanıyla feci şekilde alay ediyor. Belki de daha fazlasıyla meşguller.

    MAKALEYi SESLi DiNLEMEK
    iÇiN TIKLAYIN
    “Bunu nasıl yapıyorlar” sorusuna döneceğim ama önce “iyi de neden bu kadar teşneyiz” sorusunun peşine düşmek isterim.
    Neden teşneyiz sorusunun bendeki cevabını şimdilik, “Çünkü, hala kutuplaşma üzerinden güç devşirenler ve kontrol mekanizmalarını çalıştıranlar var. Varlıklarını o kutuplaşma üzerinden devam ettirenler var” diyerek kapatayım.

    TOPLUMU KUTUPLAŞTIRICI EYLEM VE FiiLLER PEŞPEŞE NASIL GELiR?

    Bir bakıyorsunuz, “Andımız” ile ilgili 5 yıldır karar vermeyen Danıştay, hopp bir günde karar veriyor. Bir bakıyorsunuz, bir aklı evvel “Sıra Türkçe ezana da gelecek” diyor.

    Bir bakıyorsunuz bir başkası, “Türkçe’nin önemini anlatayım” derken, narkozdan uyananın haletiruhiyesiyle bilinç altını dışa vurup rol çalıyor. “Türkçe ezan niye okunmuyor” diye soruyor.

    Bir bakıyorsunuz, 10 Kasım törenlerin tam da saygı duruşu esnasında bir acayip kız, “Bu kıyamdır” diyerek yüksek sesle bir çıkış yapıyor.

    Bir bakıyorsunuz, sesini yükselten kız, “Atatürk’ün manevi şahsına hakaretten” tutuklanıyor.

    Bir bakıyorsunuz, sosyal medya ikiye bölünüyor. Kimi henüz neyin ne olduğunu anlamadan safını seçiyor.

    EY iSLAMCI KARDEŞiM, ‘ATATÜRK iLAH DEĞiLDiR’ TiViTiNi EN ÇOK PAYLAŞAN HESAP FLORiDALI ÇIKTI N’ABER?

    Kızdan yana olanlar sözüm ona dindarlıklarının, kutsallarının, inandıkları değerlerin gereğini yerine getirip, “Atatürk ilah değildir” hactekine destek yağdırıyor.

    Kimi tutuklanan kızın karşısında konumlanıp, alenen dine, diyanete, kutsal bildiklerimize saydırıyor.

    Hakaret yağdırıyor.

    Bir anda sosyal medya üzerinden millet, “Atatürk ilah değildir” diyenlerle, “Atatürk bizim her şeyimizdir” diyenler şeklinde ortadan ikiye yarılıyor.

    Fitne kazanı fokurduyor.

    Bu aşamada, “gerçek ne”, “kim neyi savunuyor”, “kim için ne kutsal”, “kutsal olana saygı” filan unutuluyor.

    Olanlar oluyor.

    Burada bir duralım..!

    Biraz serin kanlı olalım. Ve kendimizi şöyle biraz yukarı çekip olup bitene bir daha bakalım.

    Önce size bir bilgi:

    Bilginin kaynağı Ülke tv istihbarat Şefi Mustafa Yıldız. Yıldız dün öğle saatlerinde odama geldi ve “Atatürk ilah değildir” başlığıyla sosyal medyada açılan hacteki en çok paylaşan ve destek veren hesapları incelediğini söyledi.

    Sonuç şaşırtıcı!

    Ya da aslında çok bildiğimiz bir gerçek.

    “Atatürk ilah değildir” hactekinde kullanılan en büyük hesap, @TNWconference hesabı. Hesabın bulunduğu yer, Florida, USA.

    Tamı tamına, 469 kez “Atatürk ilah değildir” hactekini tivitlemiş, 10481 kullanıcı görmüş!

    Şaşırdık mı? Hayır.

    Peki hesap, gerçek bir hesap mı? Hayır!

    ZOKAYI NEDEN BU KADAR KOLAY YUTUYORUZ?

    Kendisini, “islamcı, muhafazakar, dindar” diye tanımlayan yüzlerce insan, bu ve benzeri hesaplarla maniple edildi. Ve Edirne’de tutuklanan kız üzerinden, “Atatürk tartışması” sosyal medya üzerinden toplumu ikiye yardı!

    Hızını alamayan kimi arkadaşlar, “Ben de Atatürk ilah değildir diyorum gelin beni de tutuklayın” filan demeye başladı.

    Aslında, maksat hasıl olmuş oldu. Atatürk ve dindarlık üzerinden toplumu yarmak isteyenler amaçlarına ulaştı. Buna bilip bilmeden destek olanlar oldu. Bir de çok profesyonelce sosyal medyayı yönetenler oldu.

    Devam edelim.

    KURŞUN: MiLLi MÜCADELE ÖNDERLERiMiZi HAYIRLA ANALIM

    Dün Yeni Şafak’ta Zekeriya Kurşun hoca çok güzel bir yazı yayımladı. Yazının başlığı, “Yüzyıl sonra Ortadoğu’da sınırlar ve bayraklar”

    Yazının konusu, Birinci Dünya Savaşı sonrası dağılan Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerinde kurulan devletlerin sınırları ve bayraklarındaki işaretler.

    Bakın yazının sonunda ne diyor Zekeriya Kurşun,

    “Bugün Arap birliğindeki yirmi iki üyenin on tanesinin bayrağında kullanılan renk ve şeritlerin fikir babası Mark Sykes’dır. O, Picot ile birlikte sadece sınırları çizmemiş aynı zamanda o sınırlarda kullanılacak bayrakların ilk şeklini de çizmiştir. Sykes-Picot’ya konu olmayan bölgelerdeki bayraklarda ay- yıldızın muhafaza edilmesi bu rivayeti güçlü kılmaktadır. Nitekim Mısır bayrağında bile 1958 yılına kadar hilâl ve yıldız varlığını sürdürmüştür.

    (…) Bu kıssa kulağımıza küpe olsun. Bütün Müslümanları temsil eden Osmanlı mirası ay-yıldızlı bayrağımızı emperyalizme karşı koruyan ve Türkiye’ye devreden Milli Mücadele önderlerimizi daima hayırla ve rahmetle analım.” (Yeni Şafak 12.11.2018)

    Zekeriya Kurşun’un son cümlesi anahtar cümlemizdir. Bu memlekette cumhuriyet projesi tutmuştur. Kurucu iradeyle dindarların bir sorunu yoktur. Mustafa Kemal Atatürk kimsenin tekelinde değildir ve bu milletin ortak değeridir.

    Onun üzerinden, dindarlarla, laikleri karşı karşıya getirme projesi tamamen dış kaynaklı bir projedir.

    “Atatürk ilah değildir” tamam da onu ölüm yıl dönümünde bir şekilde ananlar da gavur değildir!

    Bilmem anlatabiliyor muyum?

    #Atatürk #Sosyal Medya




    Allah’ın bildiğini kuldan saklayacağımız şeyler vardır elbet, ama bu onlardan biri değil. Ben son 10 Kasım’da da, hemen her 10 Kasım’da olduğu gibi saat 09.05 itibariyle sokakta olmamaya özen gösterdim. Bunu iki sebeple yaptım. Birincisi, Mustafa Kemal’in vefat anmasına katılmak istemediğimden, ikincisi de bu vefatı anmak isteyenlere saygısızlık etmeyi ayıp bulduğumdan.

    MAKALEYi SESLi DiNLEMEK
    iÇiN TIKLAYIN
    Nasıl bir saygısızlıktan bahsediyorum? Şöyle: Yüzbinlerce, milyonlarca insan 09.05 itibariyle Mustafa Kemal’e tazimlerini iletmek için ayakta saygı duruşunda bulunurken ben yürüyüp giderim sokakta olursam. Eh, bunun da o esnada tazim gösterenleri üzeceği, hatta belki kızdıracağı muhakkak. O yüzden senelerdir “en azından bu kadarını yapmak elimden gelir” diyerek 10 Kasımlarda 09.05 itibariyle kamusal alanlarda olmamaya özen gösteriyorum. Bunu bir çeşit “birlikte yaşama ahlâkı” ile de açıklayabilirim, bir çeşit “gerginliğe ne gerek var” refleksiyle de…
    Şunu şöylece söyleyeyim: Bir 10 Kasım töreninde, herhangi birinin tam tören başlarken bağırıp çağırarak bu töreni protesto etmesini hem tuhaf hem gereksiz hem de ayıp buluyorum. Dolayısıyla E.Ş.’nin Edirne’deki 10 Kasım anmasında bağırıp çağırarak bu töreni protesto etmesi benim gözümde -eğer kız bunu provokasyon amaçlı yapmadıysa- gereksizliktir, tuhaflıktır, ayıptır.

    “Provokasyon amaçlı yapmadıysa” demem de bütünüyle bir ihtiyat payı bırakıyor olmamdan kaynaklanıyor. Yoksa ardımda bıraktığım 43 sene bana bu tip işlerin altında hep bir bit yeniği aramam gerektiğini öğretti.

    Birlikte hatırlayalım. Ortada fol yok yumurta yokken, üstelik tasavvuf geleneğimizde zikir töreni genellikle ehlince ve kapılar kapalıyken yapılan bir törenken, Aczimendiler Kocatepe Camisi’nin avlusunda zikir icra etmişlerdi.

    Bugün bile “bir devlet kuruluşunda Aczimendi olarak çalışıyorum” cümlesini haklı çıkartacak bir provokasyondu bu ve ardından Türkiye’nin sosyal-siyasal vasatının nereye getirildiğini hep birlikte gördük. Tabii, “bir devlet kurumunda şeyh olarak çalışan” Ali Kalkancı ve yine “bir devlet kurumunda fettan kız olarak çalışan” Fadime Şahin’in katkılarını da unutmayalım.

    Demem o ki, Edirne’deki 10 Kasım anmasını protesto eden kızın yaptığı şeyi “ne var ki bunda canım” diyerek normalleştirmek, verebileceğimiz en kötü tepki olur. Doğru tepki “bunda bir şey var” olmalıdır.

    Bir de tabii işin bir başka yanı daha var. Bu son derece provokasyon kokan hareketi daha da büyütmeye yarayan “bir başka yan.” Savcı tutuklama istiyor, hâkim kızı tutukluyor. Niçin? Kız güya (güya diyorum çünkü gerçekten bunu söyleyip söylemediğini bilmiyoruz) “Atatürk ilâh değildir” demiş. Bunu söylediği için insan tutuklanmaz. Bir anmayı protesto ettiği için insan tutuklanmaz. En fazla tören bitene kadar gözetim altında tutulur, ifadesi alınır, varsa bir suç unsuru tutuksuz şekilde yargılanır. Dolayısıyla Edirne’deki kız provokatörse kızın tutuklanmasını sağlayan savcının-hâkimin performansı da o kızdan aşağı kalmaz yani. Toplumu iki ucundan tutup germekten başkaca hiçbir amaca hizmet etmez bu devasa yorum hatası.

    Bir de tabii Edirne Belediye Başkanı diye biri var. Meğer adam “goygoyda dünya markası”ymış da imkan bulamadığından kendisini gösterememiş bu güne kadar. Töreni protesto eden kızın “geçen yıla kadar dekolte giyen meczubun biri” olduğunu şıpın işi çözerek elimizdeki insan kalitesine dair bir veri daha ekledi umutsuzluk defterimize.

    Diyeceğim odur ki bu iş bana, protesto eden kızıyla, tutuklama isteyen savcısıyla, tutuklayan hâkimiyle, goygoy yapan belediye başkanıyla “laik-dindar fay hattını harekete geçirerek yeni bir toplumsal gerginlik ortamı oluşturmak konulu bir kompozisyon” gibi geliyor, daha fazlası değil.

    Doğrusu bu ya, zaten pek çok fay hattını içerisinde barındıran canım memleketimizde ihtiyaç duyacağımız son şey, küllenmiş “laik-dindar çatışması”nın yeniden harlanmasıdır.

    “Feraset” tam böyle anlarda anahtar kavramdır velhasıl.

    #10 Kasım #Atatürk #Edirne
    2 ...
  • şükrü kaya

    6.
  • https://galeri.uludagsozluk.com/r/1495158/+

    Bir vatan haini mason.
    #Atatürk adeta "beni Türk hekimlerine emanet ediniz." diye yalvarırken, içişleri Bakanı Şükrü Kaya da "Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir." diyor; #ismet de gargamel gibi ellerini ovuşturuyor.
    1 ...
  • atatürk 79 yıl önce öldü ama türkiye bugün gömdü

    1.
  • "Atatürk 79 yıl önce öldü ama Türkiye onu bugün gömdü."

    Jonathan Roorda denen ecnebinin sözü.
    bu twiti trt world kanalında gördüm buraya taşıdım.

    Ataturk died 79 years ago, but Turkey buried him today. #Turkeyreferendum

    https://twitter.com/Stran...status/853659842371874816

    #Atatürk 79
    https://s2.postimg.org/bi...5/IMG_20170417_004221.jpg

    Anlama özürlüler için edit:(#36336154)ya arkadaş bi bak bakalım profilime. okuduğunu mu anlamıyorsun yabancı birinin tweetini paylaştım ve o adamda türkiyenin neyi kaybettiğini yazıyordu. O sözde haksızda değil cumhuriyetin son kazanımları gitti bugün. Ona buna çomar demeden önce yazılanları bi anla yada popüler olmak için insanları karalama. Ben hayırcıyım ve sandık başında bekledim bilip bilmeden sırf başkalarından prim yapmak için bana çomar demek senin haddine değil.
    14 ...
  • © 2025 uludağ sözlük