Sözlükler aleminin camlara taş atan, önlük üstünde fakat sürekli yakalıksız dolaşan,mahallede kafası sürekli 0'a vurulmuş gezen, burnun tek tarafından sümükler sürekli akıp fırt fırt burun çekmesine rağmen bundan hiç ama hiç şikayet etmeyen, aksine bu durumdan gayet memnun olan, görevi de mahalleye gelen bütün yabancılar dövmek, onlara sövmek ve bilimum pis işleri yapmak olarak tanımlanabilecek sözlük ve elbette yazarlar topluluğu. işi bu! anlamak lazım.
Sürekli eleştiriye maruz kalan bir grup bu ne hikmetse. neymiş efendim? küfür ediyorlarmış. neymiş efendim? seviye yokmuş. neymiş efendim? bikbikbikbik... uzar gider vesselam. yalnız bir şeyi açıklığa kavuşturmak lazım gelir, o da şudur ki; küfür etmek de kabiliyet ister! hele yerli yerinde boşluğu sıfırlayarak lafı tam gediğine oturtup oraya küfürü sokmak ayrı bir beceri ister. işte sokakta küfür edenle bu adamların farkı da bu!
hatta hatta bu kadar seviyesiz denmelerine rağmen, uludag sözlük vb oluşumlarda ağıza gelip de format dahilinde söylenemeyenleri söyleyenler oldukları için tutuluyorlar. burada kendini birkaç populist entry girdikten sonra bir bok sanan ve elit tabakadan gören tipler görevini ne olarak görüyor tam olarak bilmiyorum ama bu adamlar küfür etme gibi bir görevi üstlenmiş ve hakkıyla yapıyorlar. ve görevi hakkıyla yapana saygı duyarız. her zaman...
şahsım adına söylemem gerekir ki, bazı ayarlar görüyorum. gerçekten altında zeka parıltısı var. yani her önüne gelen adamın söyleyebileceği veya çıkarabileceği ayarlar değil bunlar. yani demem o ki adamda kapasite var ama başka yönde kullanıyor. belki de format denen şeyden gıcık kapıyor. yapacak bir şey yok...
bırakın adamlar küfür etsin, bildikleri gibi. siz de gülüyorsanız takip edin, gülmüyorsanız siktir edin.
küfürü yerli yerinde kullanıp içine zekayı sokabilene gelsin:
