filmimizde bir grup genç (yaklaşık 5-6 kişi) biraraya gelip rahat öldürülebilecekleri bir ortam yaratırlar. ( kimi zaman perili bir eve kapanarak, kimi zaman kampa giderek, kimi zaman bir okulun öğrencisi olarak, kimi zaman da rüyalarda buluşarak) genellikle bu gruplarda kız ve erkek sayısı eşittir ve hepsi de birbirlerine yazıyorlardır. bunlar öpüşür, koklaşır, uyuşturucu filan alırken birden en şişman ve gözlüklüden başlayarak, en iri memelisine, oradan sevişken erkeklere, erkek gibi kıza derken teker teker öldürülmeye başlarlar. sona hafif saf ve iyi niyetli kızımız ile onun potansiyel erkek arkadaşı kalır. katil kızın erkek arkadaşını da ya öldürür ya da bayıltır ve böylelikle yarım saat sürecek bir kovalamaca başlar. kızımız sürekli kaçar ancak asla kurtulabileceği yerlere kaçmaz. halka açık alanlar dururken boş evlere girer, eğer zaten evdeyse çatıya doğru kaçıp kendini iki kapısı olan bir odaya kilitler. sonunda katil o arkası dönükken diğer kapıdan girip onu yakalar ancak onca genci öldürmüş seri katilimizin gücü bacak kadar kıza yetmez. bıçakla bir iki yerini çizer, merdivenlerden tırmanırken bacağına yapışıp aşağıya çeker, tam üstüne eğilmiş onu öldürecekken kız yerden bulduğu bir demiri/bıçağı katilin kalbine yakın bir yerine sokar ya da kızın aslında ölmemiş olan erkek arkadaşı son bir hamleyle katili öldürür. o da olmazsa polis gelir. kızımız bir kabustan kurtulmuşken bir anda öldüğü sanılan katilin ortadan kaybolduğu farkedilince bir anlık bir buhran geçirecek gibi olsa da bu asla kızımızın bir ambulansın arkasına battaniyeye sarımış bir şekilde oturmuşken erkek arkadaşıyla -kırmızı mavi polis ışıkları eşliğinde- romantik romantik öpüşmesine engel olamaz. film kızımızın serinin bir sonraki filminin henüz başında hunharca öldürüleceğini bilmeden, zafer kazanmış bir edayla olay yerine bakmasıyla biter.