insan kişiliğinde temel yapılar ya da kök yapılar vardır ve bu yapılar değişmez. Bu nedenle de bazı kökleşmiş değerler değişmeyebilir. Ancak verilen iki örnekte olduğu gibi ilkel beyinin kontrolünde olan cinsellik ve saldırganlıkla ilişkilendirilmiş tüm değerler, bu temel yapıların baskısına rağmen toplumsal gelişimin her sürecinde ani ya da yavaş değişimlere uğrayabilir ki bunun temel nedeni cinselliğin ve saldırganlığın ne denli güçlü dürtüler olduğudur. Bununla birlikte bu kökleşmiş yapılar, davranış nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin kişi üzerinde baskı yapmaya devam edecektir. Sonuç olarak algıların değiştiğini gözlemleyebiliriz ve böyle bir iddiada bulunabiliriz ancak anlamlandırma-yorumlama gibi süreçler içsel çatışmalarla birlikte yaşanabileceğinden salt bir algı değişiminden söz edemeyiz.