--spoiler--
Önce beni büyüleyen yönlerini anlatacağım, ayasofya da, aynı anda marcus la hacının ellerini açması, marianın haç çıkarması, "hepimiz aslında aynı yaradana inanıyor ve ona dua ediyoruz vs" mesajı güzeld. marcus un avluda dolaşırken ezanı dinleme sahnesi ve o ezan harikaydı. son sahnede hacı gümüş ün "Ben ömrüm boyu cehaletten kaçtım ama cehalet azrailim oldu" sözleri tüylerimi diken diken etti. Cehaletin ne denli kara bir canavar olduğunu çok daha iyi anladım. Ali Sürmeli li hu çekme sahnesi güzeldi. Marcus un ezan-namaz, doğum-ölüm tasviri güzeldi.çok güzeldi...
Gelelim beni düşündüren yerlere...
Filmin afişine o kadar bakmış olmama rağmen mustiyi görmemişim. Filme girer girmez ilk şaşkınlığımı burada yaşadım ve film boyu mustafa sandalın vurgusuz cümleleri ve ifadesiz yüzü sayesinde "neden mustafa sandal? neden?" demekten ben ve arkadaşlarım kendimizi alamadık.
Haluk Bilginer' i görünce Fetullah Gülen' i canlandırdığını zannettim ama dğeilmiş hatta alakası yoğimiş.
Film hakkında genel anlamda şunları söylemek isterim.
Film boyunca anlatmak istediği şeyi anlıyorsunuz Mahsun Kırmızıgülün, vermek istediği mesaj güzel, anlatmaya çalıştığı şeyler de güzel. Fakat senaryo berbattı. Ciddi anlamda berbattı. Dublajlarda en az senaryo kadar rezaletti. Bir kere olaylar zil zurna kopuktu. Ali Sürmeli yi 5 dakika gördük sonra bir daha göremedik. Hacı Gümüşün ne kadar iyi bir insan olduğunu anlayınca deccal i o sandık çünkü filmin başında büyülü bir havayla gösterilmesinin bir sebebi olmalıydı ama olmadı. Hu çektirdi ve gitti. Ali Sürmeli gibi bir oyuncuya son derece yakışmış bu rolü daha fazla izlemek isterdik. Ondan geçtim de tabiki, asıl deccal ne ayaktı? Ne ara ortaya çıktı? O kasedi gönderdikten ve emniyet o kasedi izledikten sonra nasıl buldular bu adamı. Tamam öldürdükleri muhbirin kimin peşinde olduğunu biliyorlardı da yani o aksiyonu izletmediler bize saçma oldu. Murat Ünalmış ve Engin Altan Düzyatan ı daha çok görmek isterdik Mustiden ziyade. Mesela Musti yerine çok çok çok daha fazla yakışırdı Murat Ünalmış. Engin ise daha aktif olabilirdi. Ama Salih Kanyon hocayı görünce böyle o kadar ciddi bir rolde oynamasına karşın ani bir hareketle "nabeyon be yaw" diyecek sandım(eyvah eyvah, komedi tükanı...malum)
Fbi ajanlarının hacı gümüşün kızının evine girip mikrofon yerleştirdikleri sahne neydi ya? Herif resmen gözlerine sokaraktan çerçeveyi aldı, bi güzel arkasını çevirdi yapıştırdı mikrofonu. Yardım isticek zannettim bi ara.
Ha etkilenmedim mi? Deli gibi etkilendim. Ama o anneyi ağlattılar ya o aklımdan çıkmıyo... Kadın yaşayıp gidiyodu en azından.
Son olarak unutmadan, mustinin danny glover a "biz avrupa birlikine girmeye çalıştığımız günden beri şöyle değiştik böyle ilerledik, idam yok mesila artıkın bizde bilünnüü" falan demesi baya götlekçeydi. Ne gerek vardı ve amaç neydi??? O sahnede çok sinirlendim salonu terkedicektim.
--spoiler--
Mahsun Kırmızıgül' ü buradan tebrik etmek istiyorum kendini bu denli geliştirdiği için. Türk sineması böyle böyle daha da gelişecek. Bu işlere sıfırdan girdi ve bence ciddi anlamda taktir edilmesi gerek. Herkesin gördüğünden farklı olarak, bir doğulu ve bir kürt olarak,oradaki güzellikleri de rezillikleri de, sonuçlarıyla birlikte gözler önüne seriyor ama boş hayaller uğrunda değil. Kardeşliği hep savundu bu adam. Filmleriyle de şimdi bunu pekiştiriyor.