başrollerini jack black, joan cusack ın paylaştığı, jack black'in rolünü harika oynadığı okul, rock n roll ve hayata farklı bakış açılarını barındıran son derece eğlenceli bir aile filmi.
her anlamda izlediğim en güzel filmlerden biridir.
-- spoiler --
özellikle kahramanımız dewey finn'in babası tarafından ititlip kakılan gitaristimiz zakk'ı görüp, sınıfta yazdığı "step off" şarkısından sonra, şarkının sonunda jack black'in şaklabanlıkları orada çocukları gerçektende güldürüyor dikkat ederseniz. bu jack black'in kendini rolüne ne kadar kaptırdığının ve çocukların bu filme kattığı heyecanın açık bir göstergesidir. kesinlikle rahatsızlık veren tek sahnesi bile olmayan, doğal ve rock n roll dersi niteliğinde bir film. gerçekten rock n roll'un ne kadar harika birşey olduğunu ve bu kadar kutsal bir müziğin, nasıl ticarete döndüğünü çok güzel anlatıyor şu replik;
- bırak. boşver. çünkü bu hayatta, kazanamazsın. deneyebilirsin, ama sonunda yine kaybedersin, hem de kötü kaybedersin, çünkü dünya, adam tarafından yönetiliyor.
- kim?
- adam. adam'ı bilmiyor musun? o her yerde. beyaz saray'da, koridorda, bayan mullins, o da adam. ve o adam, ozonu kirletir, amazon'u yakar, shamu'yu kaçırır, klorin tankına koyar. adam'ı benzetmenin bir yolu vardı, buna rock 'n' roll denirdi.ama tahmin edin, ne oldu. oh, hayır. adam, onu da mahvetti. hemde mtv adındaki küçük şeyle!
ayrıca filmin başındaki o solo ve korkunç figürler koltuğa yeni oturmuşken yere kapaklanmama sebep olmuştur. daha sonrasında ev arkadaşı ned ile yaşadığı diyalog zaten nasıl bir filmin bizi beklediğini göstermişti.
ned: dewey, kiranı ben ödemeyeceğim, yani... belki de gitarlarından birini
falan satmalısın...
