gazeteci bir gurup mevcut türk-ermeni sorununu araştırmak ve ermeni tarafının nabzını yoklamak için ermenistana giderler.
yorucu bir günün ardında türk gazetecilele ermeni meslektaşları akşam yemeğinden sonra güzel bir mekanda eylenmeye giderler.
fonda kulağa tanıdık gelen ezgiler eşliğinde şaraplar yudumlanır.
bir türk gazeteci kadehini 'şerefe' diyerek kaldırır.
masadaki ermenilerden biri atılarak: siz neden kadehlerinizi hep şerefe diye kaldırıyorsunuz diye sorar türk gazeteciye.
bizimki kem küm eder, pek dişe dokunur bişe söyleyemez.
bunun üzerine soruyu soran üstün ırka mensup ermeni ben söyleyeyim ozaman der.
bir millet ençok neye özlem duyuyorsa ona kavuşmak ümidiyle kaldırır kadehini der.
masada buz gibi bir hava eser, tabi bizimkilerde yine tık yok.
eee üstün bir ırka cevap vermek bizim gibi barbar bir ulusun ne haddine.