on küsür yıl geçmesine rağmen, bu işi bir türlü öğrenemediğini dün gece bir kez daha kanıtlamış kötü televizyoncu. her zaman yaptığı gibi yine nerede nasıl konuşacağını bilememiş, önce çekemediği konuklara yerli yersiz sataşmış akabinde de o hep içlerinden geldiğini söylediği sıkıntılı insanlardan biriyle resmen canlı yayında eğlenmiş sunucu.
aslında kendisini gerçekten tebrik etmek lazım. ne de olsa on yılı aşkın süredir, aynı espriler, aynı hareketler, aynı kötü skeçler ile programını sürdürebiliyor. allah aşkına siz beyazıt öztürk'ten, ''albüm nasıl gidiyor?'', ''dizi nasıl gidiyor?'', ''yeni bir proje var mı?'' ve ''konserler ne zaman?'' dışında bir soru duydunuz mu şu güne kadar? ha bir de başka bir klişesi olan ''nasıl bir çocuğun olsun istersin?'' sorusunu yöneltir konuklarına. o da sırf kendi cevabını bir kez daha duyurmak içindir. malum kendisi ''vicdanlı'' bir çocuk istemektedir..
lakin her şeyi geçtim de, en kötü olan ne biliyor musunuz? bu adamı izlemeyi gerçekten seven insanlar var..onun o halk çocuğu imajına inanan, saçma esprilerine içten bir şekilde gülebilen insanlar var..işte işin esas vahim kısmı bu..