ders edebiyattır. hoca kitaptaki metni okuması için benim acayip arkadaşım , sınıfın maskotu olan y'yi seçer. y(erkek) okumaya başlar. ama öyle bir okur ki resmen sınıf gülmemek için dudaklarını sıkar, ağzını eliyle kapatır. yüksek çıkışlar-inişler, çeşitli tonlamalar ne ararsanız var çocukta. ilk paragraf biter ve hoca y'yi durdurur. dediği cümle y'yi kıpkırmızı bizi ise karın ağrılarına sokar;
-oğlum; sen bırak, sesi biraz daha erkeksi olan bir arkadaşın okusun !
ve ardından laflarına devam eder;
-sen okudukça ben kıpırdanmaya sağa sola oynamaya başladım evladım, sen bırak, sen bırak yoksa benim sonum iyi değil!
zaten gülmekten karnımıza ağrı giren bünye iyice gülmeye başlar, kendini kaybeder ve ders işlemek sadece hayal olmuştur...