sayelerinde *
- sabretmeyi öğrendik; alenen hakaret edildiğinde, işsizlik alıp başını yürüdüğünde, dış borçlarda hesap kitap sapıttığında, gözümüzün içine baka baka yalanlar söylendiğinde, resmen salak yerine koyulduğumuzda, sorulan hiç bir soruya çirkefleşmeden cevap veremediklerinde, hatta bazılarına hiç cevap veremediklerinde, ülkenin bir sürü şirketi satıldığında, sadece belli bir kesim cep doldurduğunda, çifte standartlar alenen yapıldığında, askerime bile söylenmeyen kalmadığında... Daha bir sürü konuda sabrı öğrettiler.
- susmayı öğrendik; koyun halkımda zaten default olarak gelen sessiz modu etkinleştirdiler ve insanlar sırf konuştukları için içeri atıldığında, atıldığı halde haklarında hala hiç bir suçlama yapılamadığında, sadece insanların midesini bulandırmak için, konuşan kesimi tü kaka göstermek için içeriye atılan insanlar uzun zaman boyunca tutulduğunda, telefonun, internetin, hatta arabalardaki konuşmalarının bile dinlendiği ortaya çıktığında, insanlar düşüncelerine göre, giyinişlerine göre, giyinmeyişlerine göre, gittiği cafeden tut, yaşadığı yere hatta okuduğu gazeteye kadar fişlendiğinde, sırf terör örgütü seviniyor diye şehit cenazelerinde analara "ağlamayın", etraftaki yakınlara "şehitler ölmez, vatan bölünmez" demeyin dendiğinde, konuşmak, derdini anlatmak için başbakanın yanına giden adama afedersiniz siktir çekildiğinde, büyük abimizden * gelen emirlere harfiyen uyduğumuzda ve ne yaptıklarına ne de söylediklerine tepki veremeyip sadece yavşakça sırıttığımızda, bölücü örgüt meclise girip ahkam kesmeye başladığında, ateşkes zamanı bile cayır cayır can aldığında tepki göstermesi gereken büyüklerimiz sustuğunda, millet meselelerine eğilmek dururken kendilerini "ak"lama çabalarına mecburen girdiklerinde, saolsunlar yaptıkları zamları ballandıra ballandıra anlatıktan birkaç gün sonra elektriğe, suya, doğalgaza, ete, benzine, toplu taşıma ücretlerine, ekmeğe çatır çatır zam yaptklarında, daha bir sürü şeyde susmayı, hesap sormamayı öğrendik.
- nefret etmeyi öğrendik; bin yıllardır koyun koyuna uyuyan kardeşler gibi olan diğer anadolu halkları kadar olamayıp, birbirimize düştük sayelerinde. açığı kapalısı, kürdü türkü, fakiri zengini, eğitimlisi eğitimsizi, siyahı beyazı, sıcağı soğuğu, gecesi gündüzü hep bir arada yaşarken, arada elbetteki her ailedeki gibi tartışmalar çıkarken, şimdi tahammülümüz kalmadı birbirimize duyduğumuz nefretten
- iyi bir seyirci olmayı öğrendik; zaman zaman uyutulduk dizilerle, tek gündemi bu oldu düşünmeyen, sorgulamayan eğitimsiz halkın, bazen de öyle bir gün geldi ki yok olan toplumsal değerlere seyirci kaldık, bi elimizde çekirdeğimiz eksikti.
daha çok şey öğrendik onlardan. öğrendik te, farketmemeyi de öğrendik etrafımızda yapılan hiç bir şeyi. sustuk, izledik ve kayıtsız kalarak destekledik. sırf daha fazlasını öğretsinler diye.