sonuna geldiğinizde sizi sarsan ve hassiktir diye şoklayan bir (bkz: Nolan) filmi. filmde kendinizden geçecek o kadar şey var ki. bunları sıralamak gerekirse.
- en baştan sonuna kadar kullanılan ingiliz aksanı ( Londra ).
- küçük bilim adamlarının toplanıp gölgeleyemediği büyük bilim adamı Tesla.
- ve baştan sona inanılmaz bir şekilde kurgulanan konu. konu kahramanları Bale ve Jackman olsa da aslında orada bir de gerçek hayattan kahramanları vardı hırsızlığın
Tesla ve Edison.
sonuna ise kendimden biçtiğim şu kısa yazıyı eklemem gerek sözlük.
bu gün hayatımda 4 yıldır olmayan, aslında hiç girmemiş olan, bir şeye kavuştum. ona kavuşacağımı bilmeden geçen 2 3 saat boyunca beni bir şeyin beklediğini, ya da dolaylı olarak benim 4 yıldır onu beklediğimi bilmiyordum. tahmin ediyordum ama bilmiyordum. sonuna geldiğimde, ki bu üçüncü evre oluyor, gördüm ki 4 yıl boyunca kendi kendimi o karşıma çıkmayı her denediğinde kandırmışım. kah uykum olmuş, kah halsiz olmuşum kah sa moralsiz. ulaştığım noktayı da aslında o koydu bende bıraktığı şok etkisi ile.
"now you're looking for the secret. but you won't find it because of course, you're not really looking. you don't really want to work it out. you want to be fooled." dediğinde direk kulağıma fısıldıyordu.
evet evet kulaklıktan yaptı bunu " the prestige". nolan abimize buradan saygımızı sunuyoruz. kendimize de küfrümüzü sunuyoruz. izlemeyenler varsa, onlar da izlediklerinde; o şansı bu filme verdiklerinde kendilerine aynı küfrü edecekler.