türkan saylan

entry1231 galeri ses1
    526.
  1. "eylem" insanı.

    şimdi bakıyorum da burada, yani sözlükte ve benzerlerinde atıp tutuluyor. belli ki bu arkadaşlar "okuma" denen eylemin "işine geleni okuma" kısmını fazlaca önemsiyorlar. nelerdir bunlar, mesela: http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=1044885

    "vicdan", "iyilik", "yardımseverlik" gibi soyut kavramların fazlaca konuşulduğu günümüzde elbette ki herkes işine geleni "daha vicdanlı", "daha iyi" ve "daha yardımsever" kabul edecektir.

    ama işte türkan saylan ve onun gibi değerlerin farkı da burada!

    onlar televizyona çıkıp ağlamazlar, "bir arı için ağlama" hadisesini magazinleştirmezler.

    "bu çocuklara yazık, iyilik yapalım!", "cüzzamlılara hiç mi vicdanınız sızlamıyor? bakın siz de benim gibi iyi olun" minvalinde lafları bu insanlarda bulamazsınız.

    çünkü onlar "eylem" insanıdır.

    bir insanın her görüşünü, davranışını eleştirebilirsin. örneğin, kendisinin hep konuşulan şu türban konusunda demediğini bırakmayabilirsin. ama bu onun "eylem"idir. o "yardım etmiştir" ya da "mahrum bırakmıştır". neden? kendi düşüncesini eyleme dönüştürdüğü için.

    saklamadan, hiçbir yere saklanmadan, kimseyi suçlamadan, sadece kendi bildiği yolda yürümüştür.

    onun müridleri onun adına konuşmaz! onun müridleri onu saklamaz! onun müridleri onu "kullandırmaz"!

    evet, kusura bakmayın "cemaatçi" arkadaşlar. siz "eylem"den bihabersiniz. sadece "gönül beraberliği" dediğiniz, ne olduğu belirsiz, tamamen soyut ve çoğu zaman düpedüz "çıkar birlikteliği" denen şeylere sesinizi çıkarmaz, hatta arka çıkarsınız. "yaftalamadan düşünün" dersiniz, yaftalamanın en alasını yaparsınız.

    "vicdan" ve "iyilik" dediğiniz şeylerin derinliğini anlayacak kadar emek vermediğiniz için, ancak yüzeyde çırpınıp durursunuz ancak!

    ve inanına, tekrar: #6070399
    0 ...