turkiye nin bir limanini acma onerisi

entry42 galeri
    21.
  1. hükümet'in kıbrıs'ı gözden çıkardığının resmidir. gerçi bu resmi "statükoculuk" ile suçlanan ulusalcılar çok daha önceden görmüştü ancak, şimdi herkes görüyor. madem ki; bu yapılan muhteşem bir taktik ve muhteşem bir hareket, hükümet mektubu gönderdikten sonra, bir basın açıklamasıyla "bu muhteşem hareketi" neden halkla paylaşmadılar? bu millet kendi başbakan'ı yerine finlandiya başbakanı'ndan mı öğrenmeliydi bunları? hani b, c, d planlarımız vardır? hani verilecek taviz yoktu? hani 2004 yılında verilen "izolasyonların kaldırılması" sözü yerine gelmeden yeni adım atılmayacaktı? daha önceki bir entrymde yazdığım gibi hükümetin amacı ab'ye girmek değil, ab'ye giriyormuş gibi yapmak.(#926405) siyaset bilimi bilgisi olan kişiler bilirler ki; iç desteği sağlayamayan, meşruiyeti netleşmemiş iktidarlar desteği dışarıda ararlar, tıpkı demokrat parti'nin, abd'den medet umup dışarıdan destek sağlamaya çalıştığı gibi... akp de bugün aynı yoldadır, aynı icraatlardadır.

    güney kıbrıs'ın ab üyesi olması bir uluslararası hukuk fiyaskosudur. çünkü; rum kesiminin ab üyesi olması hukuk dışıdır, ikili anlaşmalarda der ki; adada bulunan her iki kesim de garantör devletlerin (türkiye, yunanistan, ingiltere) üye olmadığı bir birliğe, bir örgüte katılamazlar. peki türkiye ab üyesi mi? hayır! yani anlaşmaların çiğnendiği bir üyelik... peki 1 mayıs 2004 tarihinde rum kesimi üye olduğunda biz hukuki olarak hakkımızı aradık mı? hayır. çünkü bizimkilerin ağzına balı sürdüler, size asker karşısında, muhalefet karşısında destek olacağız dediler, asker pasivize edildi (askerin daha pasif olmasına karşı değilim ama biz bunu bir takım oyunlar için değil, kendi demokratikliğimiz için yapmalıyız), bize müzakere tarihi verceklerini söylediler. peki ab bize verdiği sözlerin hangisini tuttu? hiçbirini... biz ab ile müzakerelerde kaybet-kaybet taktiğindeyiz onlar da kazan-kazan taktiğindeler...

    düşünün bir; biz 2 limanı koşulsuz açacağız, bir havalimanını da ercan'ın açılması karşılığında açacağız. rum kesimi ve yunanistan diyor ki; "bu kktc'nin tanınması demektir, türkiye koşulsuz bütün limanlarını ve havalimanlarını açmalıdır". haklılar çünkü biz imza attık, açacağız dedik! biz de hala "açarsak tanımış olmayız" diyoruz, mantalite farkı, onur farkı, gurur farkı. kasımpaşalılık ancak bizim şehit anamıza, çiftçimize, halkımıza söker... dışarıda ise kasımpaşalılıktan eser yoktur. hükümet, bu halkı kandırdı ve uyananlar ise statükoculuk ile suçlandı! neymiş türkiye altın gol atmış, evet kendi kalesine altın golü attı...

    sokullu mehmet paşa'nın çok ünlü bir cümlesi ile bitirmek istiyorum; inebahtı deniz savaşını kaybettikten sonra, osmanlı devleti, venediklilerin elinden kıbrıs'ı almıştır ve venedik elçisine; "siz inebahtı'nda bizi yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakalın yerine daha gür çıkar" demiştir. bu hükümet aldığı dış desteğin diyetini, kendi kolumuzu keserek ödemeye çalışmaktadır...
    3 ...