arkadaşlarla buluştuk. o da geldi (#941444). birden kanım çekildi. geleceğini biliyordum ama yine de bi tuhaf oldum.
tam dört saat, ikiyüzkırk dakika gözlerine baktım. doyamadım.
içim yanıp kavrulurken, dışım buz kesti. sanki kanım akmıyordu, put gibi kaldım...
dört saat onbeş tane sigarayı aldı götürdü...
yanımda oturuyordu. aramızda on santim vardı. ama o allahın cezası on santim bana evrenin diğer ucu gibi geldi. anlayamadım bi insana bu kadar yakınken nasıl onu kendini ona bu kadar uzak hissedersin.
sözlük, o dört saat var ya, o ikiyüzkırk dakika. işte hem cenneti hem cehennemi yaşadım.
22:00
kalktık. arkadaşlar önden gitti. biz de ağır ağır arkadam yürüdük. rabbime yalvardım hiç bitmesin cadde devamlı yürüyelim. cennete yürüyelim cehenneme yürüyelim.
ama beraber yürüyelim....
cadde boyunca ağzımı açamadım.tek kelime edemedim. ben, o en derin mevzularda bile çenesi kapanmayan, her boka illa ki bi lafı olan ben, tek bir kelime bile edemedim.
ışıklara geldik. çoğunuz bilirsiniz o allahın cezası ışıklar var ya kırmızıydı. yeşil yanması için bekliyorduk. daha doğrusu insanlar bekliyordu. hani karşıya geçmek için bir dakika bile dayanamayız ya, hemen yeşil yansın isteriz. ömrümde ilk defa istemedim. yanmasın yeşil.
yine kaldırdım kafamı semaya: rabbim hep kırmızı kalsın, yanmasın yeşil diye.
ama saniyeler tükeniyordu. her saniyeyle ben de tükeniyordum. karşıda ayrılacaktık. saniyeleri saydım. 24 23 22 .. .
yeşil yandı... işte o an yok olmak istedim
havadaki sis perdesine karışmak geçti içimden.