and dağları'nın kuzey-güney uzanışına uyumlu biçimde oluşmuş olabilir mi? diye sormak isterim tanımdan ziyade. şimdi bu benzer oluşumu alp-himalaya kıvrım sistemi içinde yer alan, kuzey anadolu dağlarının doğu batı uzanışı ile karadeniz bölgesi ve aynı şekilde yine bir alp-himalaya kıvrım sistemi içinde yer alan orta torosların yine doğu-batı uzanışı ile akdeniz'in kıyı şeridinde sıkışması örnek verilebilir. aaa ne tesadüf ki and dağları da tıpkı alp-himalaya kıvrım sistemi gibi yaklaşık aynı dönemde meydana gelmiştir. yine bir tesadüf eseri iki dağ sistemi de tam da levha sınırlarında yer alır. bu öyle bir tektonizma yaratır ki tam sıkışma noktasında yarattığı depresyonla yumuşak kıtasal kabuk sıkışma ile kıvrılıverir. bu yüzden de yüksek ve silsile şeklinde uzanır, aynı şekilde iç kesimle olan ulaşım güçleşir. bir nevi doğal sınır oluşur yani. binlerce metre yüksekliğe sahip bir dağ silsilesini aşmak ta hiç öyle kolay değildir. bu nedenle de genelde bu dağ sıralarının su bölümü çizgileri ülkeler arasıdna sınır oluşturur. gel gelelim şili'nin bu konumundan olsa gerek kuzey-güney dağ sırasına uygun bir sınır oluşturmuştur. açıklayıcı oldu heralde. zira kendi içinde güzel bir tanım oluştu bence.
aşşaya edit:
ülke sınırlarını belirleyen en önemli etkenlerden birisi, doğal setlerdir. literatürde doğal sınırlar olarak ta tabir edilir. şöyle ki kasr-ı şirin antlaşmasıyla tarihte osmanlı-iran sınırı aşağı yukarı günümüz sınırları çizildi denilir ya, işte o sınır cumhuriyet dönemindeki bir takım değişikliklerle bugünkü görünümünü alır. ve sınırdaki dağların su bölümü çizgisini takip eder. yani dağın ne tamamını istiyor ülke ne de tamamını diğer ülkeye veriyor. çünkü işin içinde stratejik olarak kontrol zorluğu da vardır.
bu bağlamda düşünülecek olursa koskoca bir duvarın diğer tarafının kontrol zorluğu tek tarafta olmasındansa bu kontrolü iki ülke tam ortadan sınır belirleyerek adeta paylaşmıştır.
şili'li kardeşlerimiz içinde benzer durum söz konusudur yorumunu rahatlıkla çıkarabiliriz.