nefretimi küfürlerine sakladım
her ağzını açışında
mide üstüne
ülser diye oturacak
sen bana ekmek verdin
sevginin en soğuk yüzünü
sen bana kişilik verdin
kişiliğimin en iğrenç yüzünü
sen bana aile verdin
bir ailenin en kötüsünü
sen bana bir öfke yumağı verdin
gölgeleyen yüzümü
sen bana bok bir çocukluk verdin
unutmak istediğim o hüznü
sen bana ölmeye sebep verdin
ölmeye, açmadan gözümü
sen bana büyümek için sebep verdin
çocuk kaldıramazdı o kadar hüznü
sen bana nefret verdin
ere olan kem gözümü
sen bana utanç verdin
çevreye dönemedim yüzümü
sen bana can verdin
görmek bile istemedim güzümü
sen bana dalgınlık verdin
düşündüm hep bulamadım iyi yüzünü
sen bana savaş verdin
aldın elimden sakin, düzümü
sen bana karmaşa verdin
göremedim sağımı, önümü
(bkz: bir feministin günlüğü)