gabriel garcia marquez

entry212 galeri
    51.
  1. Kolombiyalı ünlü yazar. özellikle "kırmızı pazartesi" romanı beni etkilemiştir gerçekten. Roman, gerçekleşeceği herkes tarafından bilinen ama engellenmeyen bir namus cinayetini anlatıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha kitabın başında açıklanıyor. Kitabı önemli kılan, cinayetin arka planını ortaya koymasının yanı sıra toplumsal psikoloji açısından da bir çözümleme yapmasıdır. Santiago Nasar'ın kitabın sonundaki cümlesi etkileyicidir. Bunu anlamak için kitabı okumak gerekse de, kitabın sonundan bir alıntı yapmak istedim.
    "Placida Linero, tehlikenin geçtiğini sanmıştı. Sonra yatak odasının balkonuna çıkmış, Santiago Nasar'ı kapının önünde kendi kan gölünün ortasında kalkmaya çabalayarak tozun toprağın içinde yüzükoyun yatarken görmüştü. Yan yatarak toparlanmış, dışarı sarkan iç organlarını elleriyle tutarak, rüyadaymış gibi yürümeye başlamıştı.
    Evin çevresini tam olarak dolanıp mutfak kapısından içeri girebilmek için yüz metreden fazla yürümüştü. Daha uzun bir yol olan sokaktan gitmek yerine, bitişik evden içeri girmeyi düşünebilecek kadar aklı başındaydı henüz. ... Argenida Lanao, Santiago Nasar'ın, adımlarını ölçe biçe her zamanki zarif haliyle yürüdüğünü, kıvırcık saçları darmadağın olmuş arap yüzünün her zamankinden daha yakışıklı olduğunu anlattı bana. Kahvaltı masasının önünden geçerken onlara gülümsemiş, evin arka kapısından çıkıp gidene kadar yatak odalarının içinden yürümeyi sürdürmüştü. ... Halam Wenefrida Marquez, ırmağın öte yanındaki evinin avlusunda bir tirsi balığının pullarını temizlemekle uğraşıyordu, Santiago Nasar'ın eski rıhtımın merdivenlerini inip kendinden emin adımlarla yürüdüğünü görmüştü.
    "Santiago, yavrum!" diye bağırmıştı. "Neyin var?"
    Santiago Nasar onu tanımıştı.
    "Beni öldürdüler, Wene Hala" demişti".
    0 ...