ifade ettiklerini araştırmaya bile kimse yeltenmiyor. vurun abalıya!
--spoiler--
detaya geçmeden iki tespit yapmak istiyorum:
1- türkiyede "sansür" ile "düzenleme", "kuralsız olmak" ile "özgürlük" kavramları birbirine karıştırılıyor... birileri bunu her türlü hukuki düzenleme dışında kalmak için yapıyor ve kamuoyunu yanıltıyor. bir alanda "kurallar konulması" oranın "sansürlenmesi" değildir!
2- saklayacak bir şeyi olmayanlar, kurallara uyanlar düzenleme yapılmasından korkmazlar! koyarsınız kuralları, herkes şeffaf bir şekilde yoluna devam eder...
bu tespitler sonrası gelelim; medya üst kurulu tartışmasına...
türkiye'de bildiğiniz gibi tek düzenleme rtük ile yapılmış ve radyo, televizyonlar için kurallar belirlenmiş. şimdi soralım; rtük var diye sansür mü var? yoksa kurallar mı konulmuş? varsa söyleyin; birlikte savaşalım... rtük'ün var olma mantığı çok basit: radyo, televizyonlar, kamu varlıkları üzerinden size ulaştığı için "düzenleme" yapılabilir. rtük'ün anayasal bir temeli var...
şimdi soralım; türk telekom ağları veya mobil şebekeler üzerinden türkiye'de 50 milyon üstünde abonesi olan internet neden kuralsız? telekom altyapısı veya gsm frekansları, eğer mantık "kamu değeri" ise, "kamu vasıtası" değil mi?
--spoiler--