türkiye'de nasyonalizm tüm dünyada olduğu gibi gittikçe yok oluyor. fakat devlet bahçeli ve mhp yönetiminin yaptıklarının yorumu ne tamamen haksız ne tamamen doğru.
türkiye'de iki çeşit nasyonalizm vardır biri chp içinde yer bulan laikçilerin nasyonalizmi, biri din eksenli nasyonalizm. bizleri çok şaşırtmış görünse de aslında gerçeği yüzümüze çarpan bir referandum oldu. herkes asıl önemli olan özelliğini ön plana çıkardı.
chp içinde nasyonalistler olduğu kadar laiklik ögesiyle bazı sol akımları da içinde barındırır. işin ilginci chp içinde solcuların nasyonalistlerle zıt görüşte olmaları. fakat laiklik onları birleştiren ve bu nedenle devamlı altını çizerek vurguladıkları ve diğer farklılıklarını görmelerini engelleme amaçlı kullanılıyor. hatta laiklik ögesine vurgu yapmamalarından dolayı chp gittikçe sol tabanını kaybediyor.
mhp'de aynı şekilde nasyonalist olduğu halde chp içinde bulunan solculardan rahatsız ateistler ve dindarlar vardır. dindarlığı bir anlamda oy kazanmak amacıyla da ön plana çıkartsalar dahi chp'ye göre nasyonalist özellikleri ağır basar.
yani chp'nin nasyonalistliği laiklikten geride iken mhp'nin dindarlığı nasyonalistliğinden geridedir. bu yüzden yıllar önce dindar milliyetçiler mhp'den kopup bbp'yi kurdular. tabi hepsi birden ayrımı farketmediğinden mhp içinde de bir çoğu devam etti.
mhp kadroları öncelikle nasyonalizm sonra din demektedir. chp'de önce laiklik sonra nasyonalizm demektedir. referandum ise tüm bunların hangisinin önde olduğunu bize gösterdi. duruma bakarsan eşitmiş. mhp nerdeyse referandumda ikiye bölündü ve daha az dindar nasyonalistler hayır vermeyi savunarak kendilerinden bekleneni yaptılar. tabandan gelenler ise bu partinin önce dindar sonra nasyonalist olduğunu sanarken gerçeği gördüler ve koptular. bu durumda tabanın ileri ki seçimlerde daha çok kopması beklenir.
chp ise bu ayrımı pek yaşamadı laiklik özellikleri de nasyonalist özellikleri de referandumda hayır oyları vermelerini gerektiriyordu. ama sosyal demokratlık evet vermeyi gerektirdiğinden az da olsa chp içinde solculuğu ön planda olan tabandan kopmalar oldu. aslında daha karmaşık ama uzatmamak lazım. bir ara kemal bey solculuğunu ön plana çıkararak genel af gibi öneriler yapmakla sola göz kırptığında da bir çok nasyonalist rahatsız oldu.
yıllardır mhp'nin chp'den daha ulusalcı, nasyonalist, daha darbeci olduğunu savundum. fakat taban olarak dindarları seçmiş olmaları onları farklı göstermekteydi. hayır oyu vermelerine hiç şaşırmadım ama bunu tabanlarına anlatmaları mümkün değil dedim ve hala neden hayır dediklerini anlatamadılar.
mhp'nin chp'ye göre daha az cuntacı görünmesinin sebebi devletin üst kademesinde bu kadar aşırı bir ucun aklıyla değil içgüdüleriyle yol açtığı veya açacağı düşünülen sorunlardır. o yüzden daha yumuşak nasyonalistler derin devletçe benimsendiler ve darbe sonu yönetimde yer alabildiler. yani chp. mhpliler ise ancak derin devletin kullandığı maşalar olabildiler. maşa olmaktan bıkan veya dindar olanların mhp'den uzaklaşması beklenen sonuç.