inanıp inanmama özgürlüğü islamiyette de laiklik ilkesinde de tek ortak noktadır.
şimdi din ile laikliği birbirine tezat gösterenlere kuran-ı kerim' den çarpıcı ayetler. ve bir atasözü acizane. anlatım bozukluğu dilerim sadece cümlelerde kalır. akıllar hak yolunu bulur. tabi düşünmeyi sevenler için.
oku; baban gibi eşek olma! (oku baban gibi, eşek olma.) tercih herkesin özgür iradesinde. tanrı öyle buyurmuş.
ve laiklik ilkesi sayesinde de dini kullanmaktan çıkaran ulu önder e binlerce teşekkür yine yine ve yeniden...
--spoiler--
islam dini kişilerin istedikleri dinde kalmalarını bir hak olarak tanımıştır. Yüce Allah, Müslümanlardan, başka dinden olan insanların, kendi dinlerine göre ibadet etmelerine izin vermelerini ister.
De ki: Hak Rabbinizdendir. Artık bundan sonra dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. ( Kehf, 29)
Bu ayet, insanların islam'a inanıp inanmama konusunda serbest bırakıldıklarını ortaya koymaktadır. Bu sebeple hiç kimseden zor kullanılarak islam'ı seçmesi istenemez.
Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış birbirinden ayrılmıştır. Şeytanın yoluna uymayı reddedenler ve Allah'a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam dayanağa tutunmuşlardır. Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.(Bakara 256)
Yukarıdaki ayet, Kur'an'ın en son inen ayetlerindendir.
Bu ayetin belirttiğine göre islam dininin amacı, yapmak istedikleri, nasıl bir yol ve yöntem izlediği net bir şekilde ortaya çıkmış bulunmaktadır. Kur'an'ın tamamlanmasıyla birlikte doğru ile yanlış, gündüz ile gecenin birbirinden ayrı olması gibi apaçık ortaya çıkmıştır.
Durum bu kadar açıkken hâlâ yanlış yönde yürümekte ısrar edenleri islam "zorla" kendi saflarına katacak değildir.
Çünkü zorlama, islam'ın temel düşüncelerinden biri olan "sınamaya" ters düşer.
Önemli olan insanın icbar altında doğruya tabi olması değil, kendi isteği ve arzusuyla doğruyu bulmasıdır.
laiklik ilkesi dini inancı insanın kendi isteği ve arzusuna bıraktığına göre buna bu kadar kızmak yobazlıktan mı yoksa dini çok sevmekten mi bir düşünelim ne dersiniz?
islam dininin, insanları inanç konusunda zorlanmama prensibi başlangıcından beri hiç değişmemiştir. ilk inen surelerden biri olan Kâfirun Suresinde Yüce Allah şöyle buyurur:
De ki: Siz ey hakikatı inkâr edenler!
Ben tapmam sizin taptığınıza
Siz de tapmazsınız benim taptığıma
Ve ben tapmayacağım sizin tapıp durduğunuza
Siz de tapmayacaksınız benim taptığıma.
Sizin dininiz size, benimki bana. (Kafirun 1-6)
Peygamberimiz, fethettikleri yerde yaşayan insanlara Müslümanlığı kabul etmeleri için telkinde bulunmuş, ancak hiçbir zaman onları zorlamamıştır. Medine'de yaşayan Yahudiler, serbestçe dinlerine uygun olarak yaşam sürmüşlerdi. Bu durum onların putperestlerle gizlice anlaşma yapmalarına kadar devam etmiştir.
Peygamberimizin tutumunu sürdüren Müslüman yöneticiler, diğer dinden olan insanların inanç ve ibadet özgürlüklerine herhangi bir kısıtlama getirmemişlerdir. Hz. Ömer Kudüs'ü fethettiğinde, orada bulunan Hıristiyan ve Yahudilere iyi davranmış, asla soykırım yapmamış, dinlerinden dolayı kimseyi öldürmemiştir.
istanbul'un fethedilip Müslümanların eline geçmesiyle birlikte, bu güzel şehir Yahudiler için neredeyse bir umut adası haline gelmiştir. II. Beyazıt döneminde Hıristiyanların baskılarından ve soykırımından kaçan Yahudiler istanbul'un en güzel semtlerine yerleştirilmiş ve bunlar kısa zaman içinde istanbul'un en zengin insanları haline gelmişlerdir. Günümüzde de durum farklı değildir.
Müslümanların diğer dinden olan insanlara karşı hoşgörülü davranmaları, onları islam'a girmeleri konusunda zorlamamaları, aksine din baskısı altında yurtlarını terk etmek zorunda kalanları kendi ülkelerine kabul etmeleri, islam'ın yararına olmuş, çoğu insan karşılaştıkları islam adaletine hayran kalıp kendi istekleriyle Müslüman olmayı tercih etmişlerdir.
--spoiler--
gerçek bir müslümansanız artık bu laiklik hazımsızlığını bir kenara bırakınız. gereksiz kusmalarınızdan bıktık artık.
hazmetseniz de hazmetmeseniz de laik bir ülkede yaşıyorsunuz ve dini tacirlerin eline bırakmayan bir lidere yatın kalkın dua edin de onun sayesinde yine de demokratik hakkınızı kullanıp yediğiniz çanağa... **