rakip takım taraftarlarının hala beşiktaş'lıların neden kendisini bu kadar çok sevdiğini anlayamadığını futbolcu.
sürekli dönüp dolaşıp, tamam lan bizde süper topçu vardı, ilk defa mı topçu gördünüz muhabbetine dönüyor.
biz mi anlatamıyoruz, ortam mı elvermiyor, hatlar mı kesik, ben kimim, ne oluyor?
o zaman hikayeyi baştan alalım.
quaresma beşiktaş taraftarının gönlüne beşiktaş'a gelmeden bir sene önce düştü, hemde yine oynamadığı performansı aşağılardayken düştü. bu beşiktaş taraftarı 2007 senesinde bu adamı canlı olarak izlemiş ve onun mücadelesine hayran olmuştu. onun hırsına, takımı için herşeyi yapmasına hayran olmuştu.
ısrar etti, didindi ve uğrunda nöbetler tuttu. bu adamı beşiktaş'a getirdi.
şimdi soruyorum. beşiktaş taraftarı quaresma'yı sadece futbolu için sevse, sergen yalçın'ın vakt-i zamanında bu tribünlerde 90 dakika isminin yankılanması gerekmez miydi? carew'in omuzlarda stada girmesi gerekmez miydi?
uzun lafın kısası şudur ki,
beşiktaş taraftarının quaresma'nın futbolundan önce, aynı pascal nouma'da olduğu gibi, onun hırsına, fedakarlığına ve mücadelesine hastadır.
sizin uzak bir pencereden görüp, bakıp, zannetiğiniz gibi oynadığı futbolla sınırlı değildir bu aradaki bağ.
bugün quaresma inönü stadına çıktığında gözleri parlıyorsa, maç sonu röportajında taraftardan biz diye bahsedebiliyorsa ve yine taraftarı kastederek onlar ve ben birbirimizi ateşliyoruz diyorsa, arada mükemmel bir diyalog vardır.
sahada olduğu sürece forması için yüreğini koyan bir adam quaresma, beşiktaş'ın ibb'ye yenildiği maçta, son dakikalarda yüzünden isyan okunan, acı çektiği anlaşılan adamdır.
biz tribünde bağırırken "gücüne güç katmaya geldik diye"
gücümüze güç katmak isteyen, canı yürekten bunu isteyen, o topun gol olacağına, ta ülkenin diğer ucundaki bir beşiktaş'lı yavru gibi inanan ve bizleri de inandırandır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/50670/+