son olarak 19 eylül 2010 fenerbahçe beşiktaş maçının son 10 dakikasına yetişip izleme fırsatı yakaladığım, 31 ekim' de 34 yaşını dolduracak olan yıldız futbolcudur. yaşına vurgu yapmamım sebebi, dizeceğim övgüleri ne kadar hak ettiğini belirtmek istediğim içindir. başlayayım o zaman.
kendisini futbol tutkunu olarak görenler şöyle bi kafasını kaldırıp etrafa baksın bi zahmet. hayatı başarılarla dolu olmasına rağmen ve 34 yaşına geldiği halde futbol aşkıyla yanıp tutuşan kaç tane futbolcu sayabilirsiniz bana. evet bu adam resmen futbol aşkıyla yanıyor. başta sözünü ettiğim maçta dakika 80 olmasına rağmen defansın önüne gelip top alıyor ve topla beraber genelde kısa deparlar atıp arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlamaya çabalıyor. çabasını, yerine göre kısa veya uzun isabetli paslarla süslüyor. sadece attığı ince pasların isabet oranı bile bu adama hayran olmak için yeterli aslında. öyle al gülüm ver gülüm değil yani. attığı pasların hepsi estetik kaygı taşıyor resmen. ve dediğim gibi bu kaygısını başarıya dönüştürme yüzdesi inanılmaz yüksek bi seviyede. ülkemiz futbolunda yıldız olarak adlandıralan futbolcuların aslında nasıl yıldız futbolcu olunacağını anlamaları için harika bir örnek bu adam. mümkünse hiç sakatlanmasın ve ayağıyla bizlere sunduğu sanat hiç sekteye uğramasın. iyi ki var.