sevdiceğin babasına mektup yazmak

entry5 galeri
    ?.
  1. zor olan. hele bir de elçi ise daha da kasıyor. işte şöyle bir şey;

    sayın başkonsolos, bay markovic,

    nasıl anlatsam bilemiyorum, günlerdir gözüme ne bir uyku giriyor ne de ağzıma bir lokma. iştahım kesildi, ben eski ben değilim galiba. kızınız evet biricik kızınız...efendim lafı fazla dallandırıp budaklandırmadan diyeceğim o dur ki; geçen ay bir gündüz vakti, beyaz eteği ile makam aracından inerken tevafuken görmüş olduğum, altın saçları ile nadide bir papatya gibi güneşe doğru açan sevgili kızınıza aşık oldum. evet yanlış duymadınız. adını dahi bilmediğim bu narin yaratığa tüm kalbimle ama samimiyetle söylüyorum, bay dragan markovic, tüm kalbimle deliler gibi aşık oldum.

    biliyorum sayın bayım, gerçekleri yüzüme vurmanıza gerek yok. ne dediğinizi duyar gibiyim. pelin batu gibi o da koskoca bir konsolos kızı, 5-6 dil bilen, evrupalarda fransa'da eğitimini almış, asilzade, okumuş, kültürlü, entelektüel, zarif, peri gibi bir kız. ben ise konsolos köpeği'nden pespaye, biçare, aç karnını doyurmaya ancak muktedir, kendime bakmaktan aciz, istiklal caddesi'nin arka sokaklarının derin kuytularında sürünen bir lağım faresi, toplumun içinde yitip gitmiş bir adam sersefil bir serseri.

    ama sayın markovic sevmek benim de hakkım değil mi? bir günah mı işliyorum kızınızı sevmekle? kızınıza aşık olmak suçsa, sibirya'ın buzul bozkırlarında kürek mahkumu olarak prangalara çarptırılmaya razıyım, sürün beni buralardan, bir daha göremeyeceksem o zeytinden kara minik gözleri, beyaz pamuk narin ellerini, dantelli eldivenini, kısa küt saçlarını sürün beni, sayın başkonsolos.

    üzerindeki o kırmızı kazağa, altındaki bembeyaz eteğe, yanaklarındaki tatlı tebessüme, kiraz dudaklarına, tatlı kulaklarına, yan yan bakışına aşığım galiba...bir düş gibi, bulutların üzerindeyim inanız ki... kül kedisi prensesin hayaliyle, ince bir hastalığın pençesine düştüm. kuru kuru öksürüp tıksırıyorum, zamansız gelen ateşli titremeler bedenimi kurutuyor. bu zor anlarımda arkadaşım marat gözümoviç ağzıma bir kaşık ayranaşı çorbası vermek için uğraşıyor saolsun. ben ise iki aydır kirasını vermediğim çatı katındaki tabut gibi odamda her gece onu düşünüyorum. ev sahibem fadime karaduloviç, yakında beni yakamdan tutup, sokağa atıcağını söyledi. bu kışta kıyamette ne yaparım.

    sayın dragan markovic, lütfen beni yanlış anlamayın bu satırları size kendimi acındırmak için yazmıyorum. vodka için bir kaç kopek koparma peşinde de değilim. kızınıza karşı derin duygular besliyorum. hayatımın geri kalanını, bir ömrü hayatımı ona adıyabilirim. yeter ki, evet yeter ki evet deyin sayın markoviç, evet deyin o narin elleri bir kez olsun öpme şerefine erişeyim. cebimde kalan son 20 kopekimi de bu mektubu göndermek için postahane katibi irfan ilipovniçe veriyorum. şahidimdir, ona da sorabilirsiniz ne halde olduğumu.

    kızınızı daima sevecek olan asil bir yüreğinden başka asalet unvanı bulunmayan, pek kadirşinas müstakbel damadınız larry, kuzen larry.

    en derin saygılarımla...
    0 ...