evetçiler hayırcılara "nasıl koydukkk" çığlıkları atarken hayırcı cephenin aziz nesin'in ünlü istatistik çalışmasından örnekler vererek evetçileri inceden alaya alarak kızgınlıklarını belli etmeleri bir süre daha devam edecek sanırım.
Bir taraf "nasıl koydu başbakanım kocamaaaaan" diyecek, diğer taraf ta "oğlum siz cahiller sürüsüsünüz" diyecek...
Bir futbol takımı fanatizmi tadına düşürülen siyaset anlayışı ile demokrasiyi bir tramway olarak görüp binenler ve onların karşıtları ellerindeki kavanoza parmak daldırmaya devam edecekler...
Biz hala birbirimnize "nasıl koyduk lan" derken o hengamede yine birşeyler değişecek...
Ve sonra bir bakan, bir başbakan, ya da bir bürokrat çıkıp "acımadı ki valla sabunladık lan" diyecek...
Birileri gemilerine gemiler ekleyecek, "başbakan" ünvanındaki gereksiz "ba"yı çıkarıp devletlu hükümdar olmaya çalışacak belki; diğer ise onun mal varlığını tutan muhasebeci gibi saymaya çalışacak...
Fanatiklerşi "yarasın yiğidime, bizim paramız değil mi helal olsun" diyecek... (Böyle diyorlar çünkü)
Ve bu dava böyle sürüp gidecek...
iki damla gözyaşı, ve arkasında gazozuna ilaç kattığı genç kızı hunharca kanırtan nuri alço misali sevilmeye, kanırtılmaya devam edeceğiz...
Deplasman maçlarını bile kaçırmadığı futbol takımıyla çoluk çocuğunun nafakasını yatırarak şehirden şehire koşan avareler gibi birilerinin peşinden sürüklenecek; "yenilsen de yensende kalbim hep senle" misali hatasını affedecek, olursa sevabında sevineceğiz...
Yani...
12 eylül anayasa referandumunda hangi maddelerden neler kazandık, neler kaybettik diye bir muhasebe yapacağız yıllar sonra ve göreceğiz ki, demokrasi tramvayına binip inmek üzere olanlar değil, ya da hayır cephesi değil biz kaybetmişiz her seçimde olduğu gibi...
Türkiye kaybetmiş...
Yazık...
sevelim birbirimizi biz hala...
Belki bir ihalenin ucundan bize de ekmek çıkar ha??