süslemek istemiyorum bugün cümlelerimi. olduğu gibi aktaracağım hepsini
yıllar sonra belki sana bu yazdıklarımı okutacağım.* sen neysin la böyle? ağzım dilim buruştu be karşında iken. hele o yeşil gözlerin yok mu yahu. allah özenmiş bezenmişte yaratmış. ve bugün saçların çok güzeldi. elli kere aklımdan geçti açılsam mı diye. ya ben sana aşığım diyip böyle sana sarılmak diye düşündüm. ama olmaz ulan erkek adam yapar mı öyle şey. delirtiyorsun beni. kafedeki yastıkları sıkıyorum len senin yüzünden. oturduğum yer götüme batıyor ve rahatsız oluyorum.*
o bahsettiğin her şey için sanki bir ilkokul çocuğu gibi ödev hazırlıyorum ve öğrenip tartışmak için yanına geliyorum. çok güzelsin elim ayağım birbirine dolaşıyor. söylemek istiyorum beni yanlış anlayacağından korkuyorum. dün bir bugün iki diyeceksin... e ne yapayım gebereyim mi peki? yazık be ben de canım ama. senin gözlerine bakmak için illa sevgili olmak gerekmiyor. evet gerekmiyor değil mi? yuppi deyü sevineceğim tutsada bi yerden ses ''olmaz uleeeeyyyyn'' diyor.
bugün seninle fotoğraf çekilmek istedim ama diyemedim. çünkü saçların çok güzeldi... ben bu saçlara sahip bu güzelliğe sahip bi insanı beğeniyorum ve açılamıyorum. erken olduğunu düşünüyorum sanırım. yarın öbürgün belki kahkaha ata ata güleceğiz bu yazdıklarımıza ama ben şimdi seninle olmak istiyorum... böyle kokunu içime çekmek istiyorum anladın mı? seni seviyorum bile diyemiyorum. seviyor muyum peki? eskiden beri seni takip ettiğim için ve bu takip işini 1 seneye yaydığım için evet. ulan yurtdışında tiyatro okuyan bakar mı? valla kendi ayağıma geldi hemde. demek duygularım temizmiş. yaradan yüzüme baktı ki seninle tanışma fırsatı bana verdi. arkadaşım sana beni sana onu beğendin mi diye sormuş ya... tüylerim diken diken oldu. ya ben senin her şeyine hayranım. anladın mı beni? eğer bu yazıyı şuan beraber ileride okuyorsak yanağıma bi öpücük kondur.*
