istiyor muyuz ki de bu soruyu bir de gerçektenli önümüze getiriyorsunuz.
Kolay mı ölümsüz olmak. Bir sürü ölüm, bir süsü savaş, bir sürü yıkım hepsi hepsinin şahidi sizsiniz. Defalarca kandırılan, defalarca üzülen, defalarca kazık yiyen yine sizsiniz. Defalarca aşık olmayı kaç insan ister ki ? Hemde onun öleceğini bilip kendisinin geride kalacağına şüphesi yokken.
Sadece aşk mı ? Hayır değil. Sevemez insan ya. dost yapamaz kendine arkadaş edinemez. Etrafındaki fanilere kıskanarak, imrenerek, özenerek bakar. istese de istemese de atamaz bunu zihninden. O kadar çok hayatına giren olmuştur ki yüzler ve o yüzlere ait isimleri unutur artık. Hatta ve hatta zamanla kendisinin de içinde olduğu iyi kötü anıları, hatıraları unutur.
insan yediklerinden bile sıkılır zamanla. Of yine mi fasülye der. Belki o fasülyeyi 1 yıl önce yemiştir. ama 500 yıldır yaşayan insanın fasülye veya bilimum yiyecekle arasındaki ilişkiyi bir düşünsenize.
Bizler gibi 90'ların şarkılarını dinleyince mutlu olmayacaktır o kişi. Çünkü onun için hep geçmiştir. Bir adım ileri bir adım geri yoktur. insan gençliğini veya çocukluğunu hatırlayacaktır o şarkılarda. Kendisini bulacaktır. Ama ölümsüz kişimiz 5-10 kuşağın geçmişini, tarihini bünyesinde bulundurabilecektir.
Mesela yağlı şeyler yemek kasmaz onu ya da şekerli adam biliyorken ölmeyeceğini neden yemesin. Bir hayat temposu bile olmayacaktır. En acısıdır ki yaşamasının bir amacı yoktur. ölmeyecektir. Sınanmayacaktır. Ödülü veya cezası yoktur hayatının. üniversite okurken makara olsun diye öss girmek gibi birşeydir onun için hayat.
Ne kadar yazarsak yazalım buraya, En önemlisi ölümlerdir. Gidişler. bırakılışlar. kalışlar...
Sizi sevenlerden ve sevdiklerinizden vakitsiz ayrılmamanız ve vakitsiz gidenlere şahit olmamanız dileklerimle...