mehmet moğultay ve seyfi oktay döneminde yargının dokusunun mezhepsel olarak değişmesi ve 367 kararı ve başörtü kararı gibi hukuksal rezaletlere imza atmasıyla beraber bu hukuksuzluğa ve devlet içinde çeteleşmeye karşı oluşan tepkiden kaynaklanan saldırganlıktır.
neydi olay , anayasa mahkemesi anayasada yapılan değişiklikleri usül yönünden değerlendirebilir. yani "bu madde teknik olarak hatalıdır" der ama bu kanunu yapamazsın diyemez , kanundaki teknik hata düzeltildikten sonra onaylar.
anayasa mahkemesi başörtüsü kararını esastan bozmuştur , yani der ki "halkın seçtiği meclis benim emrim dışına çıkamaz"
o zaman sorarlar adama , nerde senin meşruiyetin , yani sen varoluşunu neye dayandırıyorsun ? halk iradesine dayandırmadığın çok açık , e padişah falan yok , din devleti de değiliz , o zaman nedir senin olayın dendiği noktada anayasa mahkemesi artık meşru bir kurum olmaktan çıkar.
işte bu mehmet moğultay çetesi dağıtılsın diye evet diyeceğiz. yargı bir mezhebin , görüğün , etnik kimliğin arka bahçesi olmaktan çıkarılmalıdır.
aynı anlayış cezaevlerinde de kadrolaşıp cezaevlerini dhkpc kampına çevirmişlerdi. "kabemiz insandır bizim" diyen aleviler katil terör örgütüne "bizim devrimci çocuklar" gözüyle bakma konusunda da özeleştiri getirmelidir. ayrımcılık yapıyor diye sürekli alevi olmayanlara saldıran zihniyetin yargıdaki çeteleşmesini de ellerini vicdanlarına koyup değerlendirmeleri lazım.
uzun lafın kısası , üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçmek için evet diyoruz.
buna saldırganlık diyorsanız sizin için yapabilecek birşeyimiz yoktur.