filmi kopuk kopuk izledim ama özet geçeyim sizin için:
şimdi o kuduz nereden türedi ve bütün millete nasıl yayıldı orasını kaçırdım, ama tahminimce türeme olaylarını falan anlatmamışlardır. neyse itfaiyeci, kameraman ve küçük göğüslü carpenter bodrum katına inmeye çalışırken itfaiyeciyi ısırıyorlar hatta yanlış görmediysem rade serbedzija amcamız ısırıyor itfaiyeciyi.
bu arada kameraman zenciyi öpüyorum buradan. orijinal sesinde izlemedim ama o kargaşada kamerayı elinden düşürmeyip gayet freş bir ses tonuyla konuşması beni benden aldı.
carpenter: scott ıhıhaha tanrım ne yapacaığısdfghahahıhı.
scott: ah tatlım sakin ol, şimdi rahatla ve kapıyı aç.
neyse bunlar bir yere indi, kamerayı gece moduna aldılar derken garip bir yaratık gördüler. bilemiyorum; ben filmin başındaki espinoza teyzeye benzettim kendisini. böyle yüzüklerin efendisindeki gollum gibi ama değil gibi de. işte bu yaratık önce kameramanı fark etti, saldırdı, biraz yedi falan. sonra carpenter kaldı geriye, onu da buldu, ona da saldırdı, kamerada falan hep gördük o müthiş fiziği ve yüzünü canavarın bu sayede. en sonunda carpenter böyle kameraya yavaş yavaş ilerledi. iki seçenek vardı; ya carpenter bir anda salya sümük kuduz bir şekilde kameraya saldıracaktı... bu olmadı. bizim canavar bunu çekti götürdü. onu da yedi herhalde.
lan o değil devlet nasıl anladı da bunları karantinaya aldı onu anlamadım. bu kuduz şeyi nasıl çıktı, espinoza teyzeye benzeyen yaratık kimdi? ne işi vardı orada? devlet binadakileri ne yapacak? ayrıca arap kadını merdivenden aşağıya atmaları hiç hoşuma gitmedi. resmen ırkçılık amk.