Gitmeler gelmelerin aynısı oluyormuş...
insan kalbine yenik düşüp çekip gidebiliyormuş. Kimselere söylemeden gitmek yürek ister, yüreğin yetmedi ama gideceğini de söylemedin...
Hiç bir şey yapamadım.. Gelirken ne yaptıysam, sen giderken de elimden o geldi.. Sadece ağlamak mı anlatır başlamayı ya da hayatı. Hep bir iki damlada gizleyip akıp gidenden mi ibaret idi hayatımız.
Büyüttüğün ne çok şey vardı. Aradığım her sevginin, yudum yudum verdiğin ak ve ılık olan gibi helali olsun isterdin. Hangisi yüreğimi bu kadar büyüttü. Her kırılıp dökülmede pay ettiğim parçalar mı, gidenlerin yüreğimde bıraktıklarının köklerine döktüğüm gözyaşları mı? Giden sensin bilirsin..
Birgün gideceğini biliyordum. Bilmek anlamak değilmiş..Anlamayan kaybedermiş meğer; anlatabilseydim sana..Yalnızlık neresindeydi hayatın öğrenebildin mi, gelirken mi, giderken mi, yoksa benim olduğum yer mi? Küçüklerle yetinip, büyüklerle savaşmayı öğretirken savaştıklarımızın küçük olduğunu, yetinilen en küçüğün büyüdükçe elde edildiğini anlatacak mıydın?
Gittiğini sandığım gün buluşmamızmış, başlangıcımızmış..Senden sonra büyük bir aşkla da tanıştım. Biliyorsun tanıyorsun, o da beni seni hepimizi biliyor.. Sen gidince kapısını çaldım. Beni buyur etti hiç sorgusuz sualsiz, konuştuk uzun uzun, senin dediğin gibi o da sadece ''sev''dedi. Seni buluyorum onda.. Senden konuşup seni anlatıyorum, yalvarıyorum seni herkesten çok sevsin diye. O'ndayken sen daha çok benlesin., senleyken yanı başında O'nu buluyorum. O'na gidiş; senin, sana geliş O'nun, kendime dönüş yine O'nun kapısına çıktıkça, hepsi bir anda büyüyerek kapatmaya çalıştığım büyük boşluğu doldurdukça, ne gidişin ne kalışım canımı yakmıyor.. Bir gün getirecek beni sana ama ne gün olduğunu söylemedi..
Gün geçmiyor ki kirlenmesin buralar, yükler ağırlaşıp yüzler kararmasın. Tutacak eller kalmadı artık, hani sen olsan alırdın avucunun içine, belki diye uzatıyorum yukarı iki elimi, yine O çıkıp geliyor karşıma.
Sen iyi ki görmedin bunları annem, ya da gördüğünden yanımda olduğundandır bunca sabrım sükutum. Olmuşu olacağıyla, sağlam, ayakta bir kadın duruyor içinde kız çocuğunun gözündeki yaşlara bakmadan..
Sevgi aramak için çok kapı çalmak değilmiş mesele, kapına gelmeyi bilenmiş sevgiyi getiren, başkasının açtığı kapılar çabuk kapatılıyor yüzüne, kendi açtığın kapı ise her an sevmeye açık.
Ne garip; gelirken ne yapılıyorsa giderken de o.Çıplak geldiğimiz yerden çıplak gidiyoruz. Ama gelişle gidiş arasındaki yaşanan zamanda çıplaklığımıza tahammül edemeyip kostümler giydirdiler ve o kostümlere bakıp sevdiler yerdiler... Geldiğimizde arındığımız su, giderken de arındıracak ama hiçbir su arındıramadı başkalarının bizde gördükleri kirleri.
Kısacık yolum, keşke içindeki en güvenli yerden başlayarak değil de, bu kadar yorgunluğun üzerine, güvenle senin içinde bitseydi...Rahat uyu annem...