dolayısıyla sorgulama, şüphe etme yetileri yoktur..onun yerine biat, tevekkül, kader, şükür, inkar gibi duyguları gelişmiştir..
burdan yola çıkarsak, son tahlilde doğru sonuçlara ulaşılabilecek bir tartışma içine girmeye imkan yoktur çünkü işin sonu bir yerde gider kendisinin, "benim inancım bu, allah bilir, hikmetinden sual olunmaz" a dayanır ya da her dincinin klasik din savunma mekanizmaları devreye girer ve " o zamanda şartlar öyleydi, o ayette başka bir şey denmek istenir, sen din eğitimi gördün mü ki dini konularda konuşuyosun" denir.. der.
sanki kuran'ın her döneme, her zamana gönderildiğini söyleyen yine kendileri değilmiş gibi, sanki her türlü sorumluluğu, ibadet görevi yüklediği insanların hepsi din alimiymiş gibi, sanki bu dinin peygamberinin okuma yazma bilmediğini her defasında hatırlattıklarını unutmuşlar gibi. sanki okumayazma bilmeyen birinin tebliğ ettiği dini sadece din alimlerinin yorumlayabilmesi normalmiş gibi..