vay anam vay... sen ne dersin istanbul
sen, garip bir şair olsan;
söyle ne halt edersin
kimin gücü yeterse kahretsin parasızlığı
sefalet akıyor gürül gürül sokaklardan
yol üstünde bir şehvet çarşısı, tıklım tıklım
yol üstünde sevda pazarlığı, aşk pazarlığı
kurtulamadık gitti bu denli kepaze hayattan
hep böyle gecelerin koynunda yaşadık
geceler serseri, biz serseri
karakoldaki aynada safran gibi kirli yüzümüz
gözlerimiz, hasta gözleri
ellerimiz, hasta elleri
kırılmış, kavala dönmüşüz
sen söyle serseriler kralı istanbul
sen söyle iki gözüm
hangi merhem çaredir şu bizim yaramıza
yel üfürdü, su götürdü gençliğimizi
elimiz boşa geldi, meydanlarda kaldık
meydanlar serseri, biz serseri
sağımız sefalet, solumuz ölüm
işte geldik, gidiyoruz
kahrolasın, kahrolasın istanbul şehri