real madrid'e gitmek için kritik bir gol ve üç asist yapılması gerektiğini bize göstermiştir kendisi. evet bu adam türk değil, anası babası türk ama o değil. aslını siktir et taşıdığı pasaport iş yapıyor sonuçta. bizim futbolcularımız da avrupa birliği statüsünde oynasa hepsi illa bir yerlere gider iyi ya da kötü. bu da alman pasaportunu işletti sadece o kadar.
mesut, michael ballack'ın yer almadığı bir almanya milli takımı'nda şansını iyi değerlendirmiş ve adından söz ettirmiştir. hepsi bu. sevmiyorum abi bu adamı, zorla değil ya. "off ne pas attı ama offf ne şut çekti ama" falan diye geçirmiyorum içimden. serdar taşçı için falan da aynı şekilde. benim vatanımı tercih etmemiş ama "türk asıllı" olarak yetişmiş bir adamla neden gurur duyayım ki? türk asıllıymış. tey allahım. bosnalılar zlatan ibrahimoviç başarıdan başarıya zıplarken gurur duyuyor muydu ki? ya da zinedine zidane istatistikleri alt üst ederken cezayirliler alkış mı tutuyordu? benim ülkemde yaşamayan, temsil etmeyen, o türklüğü hissetmeyen adamla ben neden gurur duyayım ki?
"türk futbolcu olarak buraya gelmek" diye falan göz boyamasın. istemez. türklükten falan bahsetmesin bana. mert nobre, mehmet aurelio falan ondan daha türk.
mesut olsun gittiği yerde. bu zamana kadar işim olmadı, bir beğenimi kazanmadı, bundan sonra da işim olmaz. ha ben onun sikinde miyim? yoo. o benim sikimde mi? bu giriyi yazdığıma göre demek ki öyle. bu giri noktalandığı anda da "ayhh real madrid'in maçı var ayhhh mesut naptı ki" falan diye kılımı kıpırdatmam, gözümü sadece ronaldo'ya dikerim, onu izlerim.