belki de hayatımda en çok dehşete düştüğüm rüyaydı. ilk önce anlayamadığım bir şekilde hastanede alıyordum soluğu. sedyenin üstünde. daha sonra tıpkı filmlerden fırlamışçasına korkunç bakışlar atan birtakım doktorlar sardı etrafımda. ve beklenen cümle; "acil ameliyat gerekli". apar topar ameliyathaneye götürüldüm ve bilindik anlamda by-pass'a alındım. dışarıdan gayet net bir şekilde ameliyatımı izliyordum. hem de birden fazla kamera açısıyla. belki de anestezi filminden etkilenmiştim ama izleyeli uzun zaman olmuştu. ameliyat beklediğimden kısa sürdü ve odama alındım. narkozun etkisinden çıktığımda ki rüyanın belki de en korkutucu, en tuhaf kısmı burasıydı. sağ omzumdan göbek deliğime kadar yarık içerisindeydim. dikişler gelişigüzel atılımıştı. yarığın içini görmek mümkündü. ve by-pass hakkında çok bir bilgim olmasada kalple ilgili bir operasyon olduğunu biliyordum. peki neden sağ kısım kesilmişti ve solda tek bir çizik bile yoktu ? daha bunları kendi kendime yeni yeni sormaya başlamıştım ki hastanemizi bastılar. kim bastı inan bilmiyorum ama derhal boşlatmamız gerektiği söylendi. allah aşkına 85 dikişli ki bunlara dikiş denilirse bir adam nasıl acil terk etsin hastaneyi lağn ?! bunun da şokunu yeni yeni atmaya başlamıştım ki arkadan gelen ahalinin çığlıklarını duyunca olduğum yerde kaldım. "zombiler geldi. kapıdaki güvenliği yediler. sıra bizdeeee." o nasıl bir soğukkanlılıktır arkadaş ? kapıdaki güvenliği yediler. sanki yemek öncesi aperatif yemişler gibi. oh güvenlik sırasını salmış, sıra bize gelmiş. zaten ben nereye kaçıyorum ki ? ibneler açık yaranın kokusunu alır, yakaladığı yerde ekmeğine katık eder beni. bu vesileyle birkaç adım atıp durdum. sonra annem "hadi kalk da içeri geç, salonu temizleyeceğim" dedi. ilk defa temizlik nedediyle bulunduğum konumdan kaldırılmaktan bu kadar mutluluk duydum, memnun kaldım. şükür şimdi iyiyim. ama hafiften tırsmıyorum da değil. gece olunca asıl etkiyi göreceğim sanırım. hayırlısı.