Ülke gerçeğinin en sorun tepesinde bulunan fakat nedense beyaz perdede bu soruna değinilmeyip teğet geçilen türban meselesine çağdaş ama muhafazakar, asi ama direnişi doğuştan kırılmış türbanı aksesuar olarak kullanan ve idealleri olan bir genç kızın gözünden bakıyor. içinde yaşadığı yalnızlığı türbanıyla örtüp bunu daha da derinleştirmek yerine gazeteci olmayı isteyerek kendi düşüncelerini milyonlarla paylaşıp yalnızlığını kırmayı amaçlamaktadır. Öykündüğü mesleğin ele avuca sığmaz ama bir o kadar da yalnız yazarıyla tanışması, ve bu tanışma sonrasında yaşanan iki ayrı dünyanın dört farklı insanını ortak kaderlerinden yansıyan yalnızlıklarını izletiyor bize...
Yalnızlığımıza maske takıyoruz hergün.Aynanın karşısına geçip oynuyoruz.Kimimiz daktilosuyla, türbanıyla, sporla ve takıyyelerle yalnızlığımızı süslüyoruz. Toplumdaki sevgi ve tahammül eksikliğinin empati yoksunluğunu yüzümüze tokat gibi vuruyor film...