kemalizm, bir din olarak 1930ların edebiyatında da, siyasetinde de kendini gösteren en temel akım. bu şekilde bir ibare ilk olarak edirne milletvekili şeref aykutun kamalizm dini isimli kitabında geçiyor. şeref aykutun bu kitabı; kemalizmi bir din olarak görüyor. burada önemli olan, bu adamın herhangi bir adam olmayışıdır. bu adam bir mebustur ve atatürkün mebusudur.
kitabında şöyle diyor:
gençlik, türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. bu sebeplerdir ki, onu kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. ta ki, kemalizm dinine inanı artsın. işte disiplin altında gençlik böyle olacaktır..
yazıda geçen .. onu kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve çoşkun tapkanı yapmak ister cümlesi aslında her şeyi gayet net ortaya koymuyor mu? kemalizmin önerdikleri üzerinde asla tartışmamamız gerektiği, bunun bir günah olacağı, yaparsak yoldan sapacağımızı ima etmiyor mu? benzer şeyler dinde de yok mu? burada, şeref aykut gayet samimi olarak, hiç kıvırmadan dinimiz demiş. 2009 model atatürkçülerin yapamadığı bu.