insanın ahir-i ömründe birkez de olsa yaşaması gereken aşk,ilişki, beraberlik...
günler önceden buluşma tarihi kararlaştırılır, askerde şafak sayar gibi o tarihi beklersiniz. herşeyin mükemmel olması, bir dakikanın bile boşa geçmemesi için defalarca planlarınızı kontrol edersiniz. Çünkü gidilen yerde yar vardır, yaralarınızın ilacıdır. özlemler sığmaz olur küçüçük dünyanıza, sanırsınız ki bir gün değil, bir asırdır onunla buluşacağınız gün.
sabah telefonla yar uyandırır seni " sevgilim uyandın mı " diye bir ses ile. akşamdan hazırlanan kiyafetlerinizi giyersiniz. hediye almışsanız onu kontrol eder, hafif bir tebessümle hediyeye bakar çantanıza koyarsınız. daha güneş bile ısıtmadan yüreğinizi sevginiz, hasretiniz ısıtmaya başlar . yolda giderken hep "ilk" karşılacağınız anın hayalini kurarsınız. sarılacaksınız ya doya doya, bedenler kucaklaşacak ya, gözler birbirine değecek ya. bunları düşündükçe gülersiniz, gözünüz yolda olsa da zihniniz yar'dadır.
artık yaklaşmısınızdır yar'in olduğu şehire, telefon edersiniz " sana kavuşmama az kaldı" diye özlem dolu birkaç ve devrik cümle dökülür dudaklarınızdan. ve buluşma anı; kalırsınız öylece 20-25sn bakarsınız yarinize ne kadar değişmiş gelir size görüşülmeyen zamanlardan sonra. oysa ona kalsa hep aynıdır. konuşmadan bedeninde sarılı kalırsınız sadece kokusunu çekersiniz içinize. sonra elleriniz yanağına gider yarin, saçlarına dokunursunuz.
akşama kadar eller birbirinden hiç ayrılmaz. bakışlar başka yönde değildir, hep aynı yöne bakar.