14 milyar yaşında olan evrenin, 6 milyar yaşında olan genç gezegeninde, 10.000 yıllık tarihinin ilk 6.000 yılını mağaralarda geçirmiş geri kalan 4.000 yılında da en büyük icraatı birbirini öldürmek ve doğaya tecavüz etmek olan insanoğlunun, son yüzyılda fosil yakıtlarla kurduğu medeniyet masalına kanarak, evrene hakim olduğunu sanmasından ibaret büyüklenmesi.
okyanuslarda ki sıcak su akıntılarına dahi söz geçiremiyorsun. onlar olmasa buz çağına döner gezegen. deprem ne zaman olacak, volkan ne zaman faaliyete geçecek bilemiyorsun, kıta levhaları altında yüzüyor, kıtalar üst üste binecek birgün. kaldı ki merkez ısımızdan, güneşe olan uzaklığımızdan, atmosferimizin koruyucu etkilerinden, meteorlardan, kuyruklu yıldızlardan, galaksi yutan kara deliklerden, sistemler ve galaksiler içindeki döngüden, kara maddelerden, anti maddelerden hiç bahsetmiyorum.
evrende insanoğlunun varlığını sürdürebildiği her sanise sayısal lotodan büyük ikramiye kazanmasından daha büyük bir şans. bu kadar büyük bir cehennemvari güç döngüsünün içinde bu kadar nizamlı bir düzen barınabiliyorsa, bu düzenin dizaynırına dua etmemiz gerekir. bizi evrenin rulet masasına fırlatıp, her seferinde doğru yerde durdurduğu için. tek bir dişlinin ileri veya geri hareketi ile kıyametine uyanamazsın bile.