pele'nin hakkında "o benim veliahtım" dediği, sahada topla ilerlerken dans eder gibi hareketler yapan, attığı goller genellikle jeneriklik olan, golcü kimliğinin yanı sıra asistçi kimliğiyle de ön plana çıkan, profesyonellikten ziyade amatör futbol felsefesini benimsemiş olan, özellikle formasını giydiği kulüplerin taraftarıyla bir bağ kurmaya çalışan, haksızlığa tahammülü olmayan ve bulunduğu yerde mutluysa canıyla başıyla oynayan adamdır.
şüphesiz ki bugün messi-ronaldo-robinho üçgeni kurulabilirdi, yetenek olarak bu ismi geçen oyunculardan geri kalmayan bir adam. ama robinho futbolun amatör yüzü olarak kaldı daha çok. çünkü o profesyonnellikten pek haz etmeyen, sıkıldı mı bırakıp giden, tavır koydu mu geri adam atmayan, kısacası başına buyruk kaba tabirle yaptığı işi pek de iplemeyen bir adam.
lakin brezilya ligi, taraftar yapısıyla türkiye'ye benzeyen bir ligdir. adamlar bizler gibi futbola aşıktır. nitekim robinho'nun sürekli bir santos'a döneceğim sevdası bu yüzdendir. "ben artık büyük liglerde, büyük takımlarda oynamak istemiyorum, mutlu olduğum yerde oynamak istiyorum" demesi bu yüzdendir.
ingiliz futbol ligi tarihinin en pahalı transferi bu genç çocuk. kendi yol haritasını bir nevi çizmiştir aslında. mutlu olacağı, sevileceği, seveceği yeri istemektedir. profesyonellikten ziyade, futbolun "a.ş." yüzünden ziyade, futbolun duygusal yönünü, çılgın yönünü istemektedir.
nitekim adıyla sıkça anılan beşiktaş'a imza attığı takdirde, belki de yıllar sonra bile anlatabileceği güzel günler yaşayacaktır. ve belki de yıllar sonra bile anlatacağımız güzel günler yaşatacaktır bizlere.
uzun lafı kısası;
robinho futbolun duygusal yüzüdür,
amatördür. en basitinden bir nevi pascal nouma'dır.