o zaman ne çok hastaydık sevgilim
sevgilim! ne çok hastaydık
bir boğa heykelinin etrafında dolaşan matadorlardık
dibinde şifalı otlar biterdi
çokyüzlü kanalların yüzsüz kameramanları
bizi ikiyüzlüce çekerdi
yüzlerinde şaşkın bir ifadeyle
her gün intiharlar biriktirirdik
biriktirdiklerimizin üzerine çıkar, aşağı bakardık
sevgilim! o zaman ne çok hastaydık
dişçiler, jinekologlar, diğer doktorlar
avukatlar, bilgisayar mühendisleri, komisyoncular
hepsi aşağıdaydı, bizse daima yukarıda
şizofrenimiz, anksiyetemiz ve türlü fobimizle
tanrım! sevgilim! ne çok yalnızdık
bir dürbün alır, karşı kıyıya, saraya bakardık
sultan bize bakardı, orada oluşumuza şaşardı
bir olta alır, kıyıya iner, ağlardım
otuz yılımı hatırlatan o sıkıntıyla
ürpertilerle koşardım eve, güleryüzle karşılardın
sevgilim! o zaman ne çok hastaydık
kız lakaplı bir ahlaksız gelirdi
o ve üzeyir adındaki arkadaşı
bu hastalığı çekmenize gerek yok derlerdi, anlamsız
köleler ve kadınlar ararlardı kendilerini morg leşlerinde
öpüşleriyle kirletirlerdi hastaları
reddederdik hepsini, hastalığımızı severdik
ah sevgilim! örtüler altında nasıl da titrerdik
evimizin duvarlarına kolajlar yapardın; anarşi ve kaos hakkında
hep uyanık kalma pahasına yazılar yazardım; evrim ve devrim hakkında
darwin, freud ve marks otururlardı yan apartmanda
oturur ve bizden konuşurlardı, hastalığımızdan
onlar konuşurken akşam olurdu, biz sevişirdik acıyla
ah sevgilim! biz hastayken acıyla sevişirdik
ellerin peynir ve sabun kokardı, ayaklarını öperdim
sonra gece gelirdi, iri gözbebekleri ve karın ağrısıyla
gece gelir, perdeleri örterdi, örterdi beynimi
işıkları yakmazdım, senden başkasına katlanamazdım
i̇yileşir iyileşmez giderdin sen, uzaklara, yalancı ışıklara
bense kalırdım, hayatı ıskalamış bir fizikçiyle
sahte mutluluklar satın alırken ondan
sen arardın bir tabutu çivilerken
bana bunun için ödeme yapıyorlar derdin
acı acı gülümserdim, hasta olurdum,
yanımda başka hastalar olurdu
ah sevgilim! o zaman ben hastaydım, beynim hastaydı
yaz ortasında kalın örtüler altında titrerdin
geceler soluk soluğa terli atlar gibi ilerlerdi
zaman geçerdi, ağlayan bakirelerden bana dönerdin
hastalığımızda buluşur, bir süre gülümserdik
ah sevgilim! hastayken biz acıyla sevişirdik