kimseyle kendi çöplüğünde kapışmayacaksın sözlük... hayat bana bunu öğretti.
bir bodrum tatilidir. alkolün de etkisi ile kan kaynamakta, acayip yaratıklara yakışan hareketler yapılmakta, apaçilik had safhadadır. ona buna salça olunan bir gecenin ardından, eve geri dönülürken, minibüste vuku bulan bir olaydır. wingman, beceriksizlikten dem vurmakta; sarhoşluğun etkisi ile evrimin ilk basamağına geri dönüş yapan jhonner ise uyuklamaktadır. o sırada, hallelujah fon müziğiyle, minibüse cermen soyundan üç hatun kişi biner. radara giren bu kişilere kayıtsız kalamayan arkadaşta hafif kıpırtılar başlar. rahat bırakıldığı için halinden memnun ben ise uykuya yanlamaya başlarım. ta ki arkadaş ani bir şekilde tek oturan kızın yanına zıplayana kadar... müthiş bir soru ile giriş yapar muhabbete;
- are you from holland?
+ yes..
o sırada minibüsün ön saflarını tutmuş olan, her hallerinden ve şoför ile olan derin muhabbetlerinden bodrum yerlisi oldukları çok net olan üç gençten biri de cevap verir;
/ and we are from turkey!
verilmek istenen mesaj çok basit ve nettir: 'tatilcisin, kesmeyelim çükünü.'. arkadaş önce arkada yarı uykulu, sarhoş, bitmiş ve okeye dönen bana, sonra sulak yerde yetişmiş, genç irisi gençlere bakar;
- hürmetler abicim...
uykuya dalmışım sonra tabi. anlattığına göre, yolculuk boyu gençler pek çok farklı dilde laf sokmuşlar. bütün minibüsün eğlencesi olmuşuz. işin daha acı tarafı, hala iddaa eder durur.
- destek verseydin, her türlü alırdık.
gökten üç elma düşmüş. birincisi bizim wingmanin kafaya; minibüste gördüğün her cermen insanına askıntı olmayacaksın. ikincisi benim kafaya; ağzınla içeceksin. üçüncüsü ise bütün insanlığın kafasına; başkasının çöplüğünde gidip horozlanırsan, çükünü kesip eline verirler. saygılar.
