sıkı beşiktaşlı bir şahıs olarak tanımlayayım, türkiye' nin açık ara en iyi taraftarı. şimdi bazen, onlar taraftar değil müşteri falan diye laf ediyoruz ama bakmayın. adamlar kulübe sahip çıkıyorlar. lucescu zamanında fener'in 30-35 puan önünde şampiyon olmuştuk, o sene fener, bizden ve galatasaray'dan toplamda 70 puan civarında fark yemişti. sezon bitti, yaz sıcağında daha bir hafta sonra fenerium' un önü park etmiş arabalarla doluydu. içeride cayır cayır ürün satılıyordu. yaz- kış, tatil-sair gün, fark etmez, fenerliler çıkan her yeni ürünü alıyorlar. kombineyi en çok alanlar onlar, taraftar kartı vs. onlarda. bizim dolmabahçe'de,stadın önünde korsanın bini bir para. adamlar, takımın menfaati için emre belözoğlu'nu bile sindirdiler içlerine, ya da sindirmeye çalışıyorlar. burada çok yanılıyorlar o ayrı mesele fakat konunun ruhunu değiştirmez. geçenlerde bir plajda fenerli bir aile gördüm.ana-baba,çocuklar,terlikten,tişörte,çantadan,şapkaya,havluya fenerium malları ile donanmışlar. evlerindeki kıvır-zıvırı düşünemiyorum bile. sözün özü, kuru lafla taraftarlık olmaz, bunun bedeli var, ödeyeceksin. bunu en iyi beceren taraftardır. hoşumuza gitsin,gitmesin.