sonucu ne çıkarsa çıksın hayatımızda çok fazla bir değişiklik olmayacaktır. konu tamamen yüksek yargı'nın yürütmenin emrine girmesi sonucu olabilecek gelişmeler üzerinden tartışılıyor. yüksek yargının cumhurbaşkanı tarafından şekillendirilmesi demek kesin taraflı olacağı anlamına mı geliyor? kaldı ki şu anki sistemde de anayasa mahkemesi'nin yapısı cumhurbaşkanınca, sayıştay meclis ağırlığı ile şekilleniyor. 2011 de yeni cumhurbaşkanı seçilecek. yeni seçilen kişinin de bu görüşte biri olmasının garantisi var mı? anap'ın esip gürlediği bir dönemde nurettin sözen'e yüzde 40 oy veren bu halk değil mi?
sonuç itibariyle kim tarafından atanırsa atansın oraya seçilecek kişi bir hukukçudur. bir çilingir kilitli kapımızı açtıktan sonra, parasını verip gönderiyoruz ve yatıp uyuyoruz. çilingir'e güvendiğimiz kadar yüksek yargıdaki hakimlere güvenilmemesi ne garip şey.