bittikten sonra insanın burun kökünde karıncalanmaya yol açan kitap. ilk defa bir kitabı okurken gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. içimizdeki şeytan adlı romanından sonra bu romanını da okuduktan sonra benim gibi uzun süredir roman okumayan bir insanı roman okumaya tekrar başlatan sabahattin alinin ne kadar müthiş bir yazar olduğuna kanaat getirdim. romanın sonu çok acıklı bitiyor aslında en azından benim için. raifin, babasının ölümü üzerine mariayı bırakıp türkiyeye dönmesi raife için için kızmama neden oldu. o kadının yanından hiç ayrılmaması gerekirdi raifin. ve ayrıldığında büyü bozuldu ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. bu durumu sabahattin ali müthiş anlatmış gerçekten:
asıl ´ben´, 35 seneye yaklaşan ömrümde ancak 3-4 ay kadar yaşamış, sonra benimle alakası olmayan manasız bir hüviyetin derinliklerine gömülüp kalmıştım.
dün akşam, yatakta maria ile karşı karşıyayaken anladım ki, benimle münasebeti olmayan bu vücudu, bu kafayı taşımak, bundan sonra bana daha güç gelecektir. bunları bir yabancıyı besler gibi doyuracağım, ordan oraya sürükleyeceğim ve daima merhamet ve istihfafla seyredeceğim. gene dün akşam anladım ki, hayatımdan o kadın çıktıktan sonra, her şey hakikiliğini kaybetiş; ben onunla beraber belki de daha evvel, ölmüşüm.