şimdi arda turan'ın çıkış noktası 2005-2006 sezonunda o zamanki vestel manisaspor'da kiralık oynadığı döneme denk geliyor. ciddi anlamda çok iyi bir performans gösteriyor arda ve galatasaray'a geri çağrılıp a takımda yerini alıyor.
henüz 19 yaşında o zaman. zaten türkiye'de 19 yaşında bir genç oyuncunun takımında ilk 11 şansı bulması ve sürekli oynaması garipsenir. galatasaray kötü bir sezon geçiriyor ve eric gerets'te ayrılmadan takıma bir kıyak daha yapıp, arda'ya bolca şans veriyor.
o sezon tabii çok meşhur bir maç var. şampiyonluğu garantileyen fenerbahçe, ali sami yen'e çıkıyor. öncesinde de chelsea ve manchester united arasında böyle bir durum olmuş ve bir alkışlama durumu söz konusu olmuştu. hadi o ikisinin arasındaki rekabet fenerbahçe galatasaray rekabeti kadar kızgın değil diyelim. adnan polat çıkıp: "böyle bir alkış söz konusu olamaz" diyor ve kestirip atıyor. zaten maçı da az çok herkes biliyor. oynanan toptan ziyade sahaya atılan pet şişeler ve koltuk parçaları konuşuluyor. arda da o maçın kahramanlarından birisi. o maçta kaptan olan ümit karan'ın aksine birçok pozisyonda itirazdan kaçınıyor ve daha fazla topunu oynamaya bakıyor. ancak rakiplerine sert giriyor falan filan hadi bunlar maçta olur.
o maçta dikkatimi çeken bir şey vardı. maçın bitmesiyle birlikte zico, tercümanı samet güzel'i de yanına alarak saha içine daldı arda'yı çekti ve bir şeyler söyledi. maçın bütün ayrıntılarını sahaya yansıtan medyamız asla bu diyaloğu öğrenemedi veya öğrendiyse de paylaşmadı. arda'nın maç boyunca hırs ve öfke ifadesiyle bezenmiş olan suratı bir anda değişti ve bu ifade yerini şaşkınlığa ve hafif bir mutluluğa bıraktı.
arda daha sonraki yıl saraçoğlundaki maçta taraftarlarla diyaloğa girdiği için sarı kart gördü. sonraki sezon yine saraçoğlunda taraftarın hedefi oldu. neden? çünkü açık verdi arda. taraftarla münakaşaya girdiği anda oyundan düştüğünü ve tam anlamıyla konsantre olamadığını gösterdi ve bunu zamanla oyuncular da farketmeye başladı. 12 nisan 2009 galatasaray fenerbahçe maçı ise zaten bunun doruk noktasıdır.
daha korkuncu 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı'nda oldu. ülkeye yabancı daha ülkede toplasanız 15. maçını oynayan bir brezilyalının tahriğine kurban gidip göçtü arda. sami yen'de kurtarıcı diye oyuna sokuldu ama bel ağrısından sıçrayamıyordu bile. en sonunda da gurbet kupası maçında takımda tek oynayan oydu, ama gemisini kurtaran kaptan olma uğraşıyla taraftarıyla münakaşaya giren de oydu.
sağda solda tuncay şanlı'ya benzetilmiş mantalite olarak. tuncay'ın büyükleri kulağını çekerdi tahminen ki yaptığı her saçmalıktan sonra çıkıp özür dilerdi en azından. tabii o da bir süre sonra inandırıcılığını kaybetmeye başladı ama tuncay da bastı gitti ingiltere'ye ve şu anda da gayet efendi bir oyuncu profili çizmekte.
arda ortaya çıkışından itibaren galatasaray taraftarının gözbebeği oldu. her zaman büyük şeyler beklenildi arda'dan. çok erken bir şekilde kaldıramayacağı sorumlulukların altına sokuldu. ezildi, medya tarafından sağından solundan çekildi, yıpratıldı. ilişkisini sakin bir şekilde yaşatmadılar. mümkün olsa evine kadar girecekler ama o da olmuyor neyse ki.
arda da takım kaptanı olunca her yerde boy gösterdi, emniyet müdürü ziyaretinden tut başka bilimum gereksiz olayda medyaya görüntü verdi. abuk sabuk lionel messi'yle kıyaslandı, hoşuna gidiyor olsa gerek ki hiçbir zaman da kalkıp "yahu kardeşim yapmayın şunu." demedi.
ben de fenerbahçe taraftarı olmama rağmen arda'dan gelecek adına çok umutluydum. ama arda parladığından bu yana 4 yıldan fazla geçmesine rağmen mental olarak hiç ileri gidemedi. arsene wenger "üstüne koyamadı" şeklinde belirtmiş zaten. keşke daha fazla koysa üstüne, bassa gitse yurt dışında bu stresten uzakta yaşasa ve topunu oynasa.
bu sene mesela duran toplarını iyice geliştirmiş. serbest vuruşlardan topu direk kaleye gönderebilir olmuş, bunlar çok güzel şeyler. daha da ekleyecektir kesinlikle, çalıştığı teknik direktör her ne kadar futbolu bilmemekle suçlansa da yer yer, türk spor basınının yansıttığının tam aksi bir adam.
umarım kimse kişisel hırslarını bu adamdan çıkartmaya çalışmaz. yapmayın kardeşim spekülasyon bu adam hakkında. destek olmaya çalışırken köstek oluyorsunuz.
ha bir de türk spor basınının tamamen köstek olmaya çalıştığı bir adam vardır ki... o da başka forma altında bambaşka karakterde bir adamdır.