--spoiler--
"ben de bir kadını saçlarını, mendillerini, tokalarını, bütün eşyalarını saklayacak, onlarla yıllarca teselli arayacak kadar çok sevdim orhan bey. hikayemi size bütün içtenliğimle anlatabilir miyim?"
evet sıkıcıydı, gereksiz uzatılmıştı, anlatım bozuklukları vardı ve sonu belliydi. ama böyle bir hikaye, böyle bir aşk yaşanabilir miydi? uğruna müze yaptıracak kadar 9 sene boyunca aşık kalınabilir miydi? düşündüğümde hala tüylerim diken diken oluyor. fakat kemal'in gezdiği sonsuz müzelerden, koleksiyonculardan anlıyoruz ki; insanın sevdiği kişiye ya da bir nesneye verdiği değer, onunla ilgili her şeyi toplayarak, aşırarak, biriktirerek gösterilebilirmiş, sergilenebilirmiş.
bir şey ilgimi fazlasıyla çekti. üzerinde çok düşündüm. füsun'un kemal'e "ben feridun'la hiç birlikte olmadım" deyişi ve kemal'in zaten buna baştan beri inandığı için füsun'a olan aşkının sürdüğü. kemal demiş ki; bu benim yıllardır kendimi kandırarak inandırdığım şeydi. ben eğer kafamda füsun'la feridun'u birlikteyken düşünseydim, füsuna olan aşkım o kadar uzun sürmezdi.
--spoiler--