kesinlikle bütçeyle alakalı değildir, tamamen ihmaldir efendim.
bugün filmlerden deli paralar kıran yapımcılar, sağından solundan ufak yamalar yapsa çok büyük diziler çekebilirler.(sadece sinematografi adına)
bir diğer yandan sinematografik olarakta açırı derecede vasat dizilerimiz vardır efendim. açılar berbattır, ışıklar berbattır. son zamanlarda dizilerin ilk bölümlerinde fx ( düzenleme, rötuş) kullanılmaya başlandı. inşalah böyle devam ederde kaliteli görüntü izleyebiliriz dizilerde.
türk dizilerinde, senaryoya değil kurguya önem gösterilir. kurgu ise görsel bir sanata, şahsi tatmine değil, milletin beğenisine göre şekillendirilir. emsal, kitaptan tv'ye uyarlanan bir dizide, bir karaktere araba çarpıyorsa, o sahne bütçeye, toplumsal anlayışa, reyting sevdasına göre çekilir yada çekilmez.
türk dizilerinde senaryolar aşırı derecede vasattır. senaryoların vasat olmadığı dizilerde, kurgu aşırı derecede vasattır.(objektif bir gözle değerlendirildiğinde). bir olayın suyunu çıkarmakta üstümüze yoktur. vurulan karakterler hareket eder, ölüler aslında ölü değildir, kavgada yumruk, tekme vb. seslerde hala " pat, küt, dıkşınya " efektleri kullanılır.
uzun lazın kısası, birbizim uyuşturucu dizimiz pars narkoterördür, arada sırada arka sokaklardır.
abd'nin uyuşturucu dizisi, breaking bad'dir.
bizim seri katil dizimiz yoktur, bizim "sitcom" denilebilecek bir dizimiz dahi yoktur.
bizim aşk dizimiz, aşk-ı memnudur, kavak yelleridir.
abd'nin, ingiltere'nin aşk dizisi sitcomun içine yerleştirilmiş bir bölümdür, scrubstır.
bunun için bizi sırbistan, arnavutluk, arabistan
avrupayı, amerikayı dünya izler.
el edit: ezel, kurtlar vadisi, aşk-ı memnu dizi değildir. eline suyu ben dahi dökebilirim. iddia ediyorum.
bu arada (bkz: bıçak sırtı)*