diyaloglara ve sahnelere kadar konuyu kare kare bilip filmini izlemek, kitabın ne derece filme yansıtıldığını, görselliği, aksiyonu (ki filmde aksiyon beşer dakikadan toplamda on beş dakika kadar), kitapta sıfır olmasına rağmen senaristin az da olsa kurgu katma ihtimallerini düşünüp merak etmekten sanırım.
bu, edward cullen ve bella swan aşkının anlatıldığı, serinin sinemada izlediğim ilk filmi. diğerlerini dvd'den izledim. diğerlerini dvd'den izlememi belirtmemin amacı; ilk iki filmde acaba sinemada izlemediğim için mi başarısız buldum diye düşünmemdi. neticeyi en son yazacağım.
her şeyden önce kitap filme beklenenin ötesinde yansıtılmamış, yani tam da olması gerektiği gibi. bunun sebebini kitapta diyalog eksikliğine bağlıyorum. başta da dediğim gibi seriler boyunca konu kurgudan yoksundur. her şey tek düze yani. bella yaşadıklarını anlatır durur.
filmde ilk dikkatimi çekenlerden biri ilk filmde bize yansıtılan mükemmel vampir edward, bu kez mükemmel değil. ilk filmde göğsü güneşte ışıl ışıl elmas gibi parlarken bu kez kıllı. kıllı vampir mi olur. te allah'ım. bu kadar da dikkatsiz olunur mu? olunuyormuş demek ki.
121 dakikalık filmde, çok da şahane diyebileceğimiz bir sahneye de denk gelmedim. hiçbir karesi nefes kesmedi yani. filmin türüne neden gerilim dendiğini de anlayabilmiş değilim. gerilimden ziyade romantik bir filmdi. filmin en romantik sahnesinden aklımda kaldığı kadarıyla bir diyalog;
--spoiler--
- ben bu zamana ait değilim; eğer benim zamanımızda olsaydık refakatçiler eşliğinde verandada buzlu çay içerdik belki. belki bir iki öpücük koparırdım senden. muhtemelen önce babandan izin alıp, sonra önünde diz çöküp, (burada edward bella'nın önünde diz çöker) sana bir yüzük uzatırdım. (edward burada da siyah kadife kutuda bir yüzük uzatıp devam eder)
- sen isabella swan; hayatının geri kalanını benimle geçirmeyi kabul edersen müşerref olurum.
--spoiler--
bu filmle bir şeyi daha öğreniyoruz ki o da, bella'nın jacob'ı edward'dan daha az sevdiği. ya da edward'ı jacob'dan daha çok sevdiği...
dikkatimi çeken bir şey daha var ki yazmazsam çatlarım. sinema salonunda erkek sayısı kadın sayısının neredeyse üç katıydı.*
netice itibariyle; dvd'den izlemekle, sinemesına gitmek arasında çok fark görmedim. izlemek isteyenler için de zaman kaybıydı diyemem. yalnızca ben bu filmden hiç etkilenmedim. belki de şartlandım, bilemiyorum.
yine söylemeden geçemeyeceğim; bu filmin kitabının arkasında "kenara çekil potter" yazıyordu. insan bu yazıyı yazdırmak için aklını kaçırmış olmalı. harry potter nerede bu film ve kitapları nerede.
not: yeniden düşündüm de; filme gitmek isteyen varsa boşuna para vermesin.*